17 Şubat 2023 Cuma

12 santimlik facia! Bir anlığına içeri giden anne bebeğini ölü buldu

 İngiltere'nin Leicester kentinde meydana gelen talihsiz olay kısa sürede ülkenin gündemine oturdu. Söz konusu gelişmede 10 aylık bir bebek hayatını kaybetti.

12 santimlik facia! Bir anlığına içeri giden anne bebeğini ölü buldu
12 santimlik facia! Bir anlığına içeri giden anne bebeğini ölü buldu© Milliyet tarafından sağlanmıştır

BİR ANLIĞINA İÇERİ GİDİNCE OLANLAR OLDU

Sara Moosa isimli bebek annesinin yardımıyla iki kardeşiyle birlikte banyo yapıyordu. Annesi çocuklarının güvenliği için küvetin tıpasını kapatmamıştı ve su normal yolundan akıyordu. O sırada Sara'nın erkek kardeşlerinden biri annesinden bir oyuncağını istedi. Genç kadın çocuğunun isteğini kırmadı ve evde oyuncağı aramaya başladı. Kısa bir süre sonra tekrar banyoya gelen kadın en büyük acıyı yaşadı.

Gardiyan vahşeti! Mahkumu çırılçıplak buzluğa atıp öldürdüler

HEMEN KALP MASAJINA BAŞLADI

Annesi Sara'yı küvette yan yatmış bir vaziyette bilinçsiz bir şekilde buldu. Hemen ilk yardıma başlayan anne aynı anda ambulansı da aradı. Telefondaki ekiplerin yönlendirmesiyle çocuğuna ilk yardım uygulayan anne küçük Sara'ya kalp masajı yaptı.

12 SANTİMETRELİK SUDA ÖLDÜ

Kısa süre sonra eve gelen ekipler ilk yardımı devraldı ve Sara hastaneye kaldırıldı. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybeden Sara'nın küvette bulunan 12 santimetre derinliğindeki suda öldüğü belirlendi.

Yapılan otopsi çalışmalarında ise küçük bebeğin üzerinde herhangi bir darp izine rastlanmadı ve boğularak öldüğü saptandı. Polis ekipleri tarafından yapılan açıklama da otopsi çalışmalarını destekledi. Ekipler, yapılan sorgu sonucu annenin masum olduğuna karar verdi.

Yamyam seri katil! Öldürdüğü kadınları burger yapıp sattı Polisten 20 yılda 12 kadına tecavüz! Biri itirafçı oldu El Chapo'nun adamlarına infaz! 26 saniyelik görüntü kan dondurdu

Depremde kredi borçlu konut yıkılırsa ne olur?

 Eskişehir’de avukatlık yapan Barış Günaydın, kredi borcu olan insanların afet çerçevesindeki hukuki sürecinden bahsederek, “Kişinin vefatı halinde eğer bir sigorta yaptırmışsa kredi borcu sana eriyor” dedi.

Depremde kredi borçlu konut yıkılırsa ne olur?
Depremde kredi borçlu konut yıkılırsa ne olur?© Hürriyet

Avukat Barış Günaydın, depremden zarar gören konutların kredi borçları hakkında konuştu. Günaydın ayrıca sigortaların afet durumunda hasar alan konut ve araç zararlarını kısmen karşıladığını ifade ederek, hukukçuların bu süreçte rehberlik ettiğini de aktardı. Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK) görev sorumluluklarını da hatırlatan Günaydın sözlerine ilave olarak insanların hayat sigortalarını ertelediklerini de vurguladı.Av. Günaydın, sözlerine deprem nedeniyle vefat eden vatandaşlar için baş sağlığı dileyerek başlayarak, “Acı günler yaşadık fakat sonuçta bu işin hukuki süreci var. Birçok hukukçu da bu anlamda rehber olma niteliği gösteriyor. Tartışılan konulardan biri de zarar gören binaların yapısı ne olacak? Ayrıca bu çerçevede kredi borcu olup sigorta yaptırmamış kişiler ne ile karşılaşacak? DASK denilen bir sigorta kurumu var. DASK, 1 metrekare üzerinden bir hesaplama yapıp ödeme gerçekleştiriyor. Bu durumda zarar görenlerin zararını tam anlamıyla karşılamak mümkün değil. Sigorta ihmal edilen husustur ve insanlar hayat sigortalarını erteliyor. Kişiye bağlı sigortalar var. Kişinin vefatı halinde, kişi eğer bir sigorta yaptırmışsa çektiği kredi sona eriyor. Kalan rakam ise sigortadan karşılanıyor. Fakat biz toplum olarak böyle durumlarda mağduriyetler yaşıyoruz. Ferdi kaza sigortası olabilir ama şu anlamda bir şey ifade etmeyecektir. Çünkü bunlar yenilenmiyor. Bizim için önemli olan yıllık yenilenmesi gereken sigorta çeşitleridir. DASK’ın ödeyeceği rakamların düşük olması maalesef ki hasarı karşılamıyor” dedi.

“ZARARIN BİR KISMINI GİDERMEK MÜMKÜN”

“Konut sigortaları yaptırmışsanız; konutun zarar gören kapı ve pencere gibi diğer kısımları için hem belli bir meblağ ön görülüyor hem de zararın bir kısmı sigortadan karşılanıyor” diyen Günaydın, “Sigorta ettirene ve ettirilen şeye bağlıdır. Bahsettiğimiz gibi bu konut da olabilir. Zorunlu olan DASK dediğimiz sigorta türlerinden var ise zarar gören kişilerin ilgili yere başvurarak ve süreçleri takip ederek zararın bir kısmını gidermeleri mümkündür. Deprem nedeniyle konut dışında zarar gören araçlar da olabilir. Bunlar, yine araç sigortasının çerçevesinde yer alması gerekiyor. Bir doğal afet nedeniyle aracın zarara uğraması halinde ve zararın giderilmesinde araç sahiplerinin bu haklardan yararlanmaları da mümkündür” şeklinde konuştu.

Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!

 Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ili vuran iki büyük depremde binlerce insanımız hayatını kaybetti. Enkaz çalışmaları ekipler tarafından sürdürülürken, Kahramanmaraş'ta tek bir hasarın olmadığı bina tüm Türkiye'nin gündemine oturdu. Binanın altında bulunan züccaciye dükkanında tabaklar bile kırılmazken, çatalların bile devrilmediği dükkanda tek bir hasarın bile olmadığı görüldü. Yine aynı şekilde züccaciye dükkanının yanındaki süper markettin raflarında da tek bir ürün bile devrilmedi. Bu iş yerlerinin hemen karşısındaki alanda bulunan bina ise iki büyük depremle yıkıldı.

Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!
Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!© Milliyet tarafından sağlanmıştır
Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!
Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!© Milliyet tarafından sağlanmıştır

"BÖYLE BİR DEPREMDE BU BİNADA TABAKLAR BİLE DEVRİLMEDİYSE DOĞRU ZEMİNE YAPILMIŞ DEMEKTİR" İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu da, herkesin konuştuğu binanın bu sırrını açıkladı. Kozanoğlu, tüm projelendirmelerin ve zemine uygunluğun doğru tahsisi sonucunda, bu örnekteki gibi binaların hasar almayacağını belirtti.

Prof. Dr. Kozanoğlu, "Aslında binalardan beklediğimiz, temenni ettiğimiz davranış, böyle bir depremde binaların az hasarlı, orta hasarlı, belki de hasarsız sınıfı geçmesiydi. Dolayısıyla beklenen bu binadaki gibi hasarsızlıktı. Bu binanın özeline baktığımız zaman bitişik nizam olmadığını görüyoruz. Binanın zeminiyle ilgili, projelendirilmesiyle ilgili her şey doğru yapıldıysa, binadan beklenen davranış budur. Sağlam zemine oturan bir binanın altında, örneğin kaya zemine oturtulan bir binanın altından deprem çok hızlı, saniyede 600-700 metre hızla geçer. Yumuşak zeminlerde bu saniyede 300-400 metre hıza kadar düşer. Deprem eğer hızlı geçerse yapı rezonans olmaya zaman bulamaz. Dolayısıyla depremin periyodu ve zemine aktarılan periyoda bağlı olarak o yapıdaki tabaklar da yıkılmaz; binaya da bir hasar gelmez. Bu binada her şeyin doğru yapıldığını görüyoruz. Böyle bir depremde bu binada tabaklar bile devrilmediyse doğru zemine yapılmış demektir. Depremin de buradan daha hızlı geçtiğini tahmin edebiliriz" dedi.

Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!
Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!© Milliyet tarafından sağlanmıştır

(Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu)

DÜNYADA DA ÖRNEKLERİ VAR: "DOLAP EĞİLİRKEN BİLE ÜZERİNDEKİ VAZOLAR DEVRİLMEMİŞTİR"

Kozanoğlu, "1995 yılında Japonya'daki Kobe depreminde 100 bine yakın bina yıkıldı ve Japonlar bundan ders aldılar. Bu depremden sonra Japonya'da bir çok deprem oldu ve bu hasar almayan binadaki gibi örnekler özellikle Japonya'da çok karşımıza çıktı. Yine Mexico City Depremi de çok enteresan bir depremdir. O depremde de zeminden kaynaklı olarak binalar çok yavaş salınım yapmışlardır. Dolap eğilirken bile üzerindeki vazolar devrilmemiştir. Bu tamamen depremin o andaki periyodu, zemine olan etkisi ve zeminden de yapıya olan etkisinden; yani zemin-yapı ilişkisi ile ilişkilidir. Binayı da doğru projelendirirseniz, detaylara gerekli özeni gösterdiyseniz, binanın bu davranışı aslında normaldir" açıklamasında bulundu.

Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!
Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!© Milliyet tarafından sağlanmıştır
Tabak bile kırılmayan binanın müteahhidi konuştu: Her şeyi kuralına göre yaptım

"AYNI İKİ PROJE DAHİ OLSA, BİNALAR FARKLI DAVRANIŞ GÖSTEREBİLİR"

Öte yandan Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, aynı iki proje dahi olsa binaların farklı davranış gösterebileceğine vurgu yaptı. Kozanoğlu, "Fay üzerine yapılan binalar, yıkılmama şansı az binalardır. Bu depremde öteleme 7.3 metreydi. Böyle bir yan atıma hiç bir binanın dayanması mümkün değil. Fayın üzerinde bina olmaması lazım. Fayın yakınındaki binalar da farklı davranabilir. Projeleri farklıdır, metrekareye düşen kolon sayısı farklıdır, yapının davranışına etki edecek duvarlar durumu farklıdır. Birinde çok fazla duvar varken diğerinde yoktur. Birinde zemin kat tamamen boşaltılmışken diğerinde yoktur. Aynı iki proje dahi olsa birinde duvar var diğerinde yoksa binalar farklı davranır. Zeminden de gelen farklar varsa bu binalar farklı davranış gösterebilirler. Doğru yapılan proje, doğru malzeme ve doğru uygulama. Eğer binada da izinsiz eklenen veya çıkartılan malzeme yoksa, bu binanın en azından insanların kaçacağı zamanı bulacağı şekilde ayakta kalmasını bekleriz" diye konuştu.

Tabakların bile kırılmadığı binanın sırrını uzmanlar açıkladı!

Hatay’da 261’inci saatte gelen kurtuluş Kuşadası Belediyesini sevince boğdu

 Kuşadası Belediyesi Bilgi İşlem Müdürlüğünde çalışan Abdulkadir Avcı’nın ağabeyi Mustafa Avcı’nın, Hatay’ın Antakya ilçesindeki özel bir hastanenin enkazından depremin 261’inci saatinde sağ olarak çıkarılması belediye çalışanlarına büyük mutluluk yaşattı.

HATAY’DA 261’İNCİ SAATTE GELEN KURTULUŞ KUŞADASI BELEDİYESİ’Nİ SEVİNCE BOĞDU
HATAY’DA 261’İNCİ SAATTE GELEN KURTULUŞ KUŞADASI BELEDİYESİ’Nİ SEVİNCE BOĞDU© İHA

Hatay’ın merkez ilçesi Antakya’da yaşayan laboratuvar teknisyeni Mustafa Avcı’nın, 8 aylık hamile olan eşi Bilge Avcı, doğum sancılarının başlaması üzerine 5 Şubat Pazar gecesi Odabaşı Mahallesi’nde bulunan Özel Akademi Hastanesi’ne kaldırıldı. Aynı gece ameliyata alınan Bilge Avcı, sezaryenle bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Avcı ailesi ‘Almila’ adını verdikleri ilk çocuklarını kucaklarına almanın mutluğunu yaşarken hastanenin zemin katı, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki depremde çöktü. Depremde, Bilge Avcı’nın kaldığı odada bir hasar oluşmazken, depreme zemin katta yakalanan Mustafa Avcı, enkaz altında kaldı.Depremden sonra Akademi Hastanesi’nin zemin katındaki enkazda sürdürülen çalışmalarda ekipler, 2 kişinin hayatta olduğunu belirledi. Yapılan çalışmalar sonucunda depremin 11’inci gününün son saatlerinde iki kurtuluş birden yaşandı. Arama- kurtarma ekipleri, tam da umutların söndüğü anda Mustafa Avcı ve Mehmet Ali Şakiroğlu’na ulaştı. Zamana karşı verilen mücadelede, Avcı ve Şakiroğlu, afetten 261 saat sonra enkazdan sağ olarak çıkarıldı.

Yaralı ve oldukça bitkin olan Avcı, ilk olarak arama- kurtarma ekibinin telefonu aracılığıyla kardeşi Abdülkadir Avcı’yla konuştu. Kardeşine "Nazlı enkazdan çıktı mı?" diye soran Mustafa Avcı, ’Herkesin iyi olduğu’ yönünde aldığı cevaptan sonra ambulansla hastaneye kaldırıldı. Kuşadası Belediyesi Bilgi İşlem Müdürlüğü’nde çalışan Abdulkadir Avcı’nın ağabeyi olan Mustafa Avcı’nın enkazdan canlı çıkarılması belediye personeline sevinç yaşattı.‘Bir daha böyle acılar yaşamayalım’

Depremin meydana geldiği 6 Şubat gününden itibaren Hatay’daki Özel Akademi Hastanesi’nin enkazı başında umutla kardeşinin kurtarılmasını bekleyen Abdulkadir Avcı, yaşananlara hala inanamadıklarını belirterek, “Yengem, annem ve Almila, deprem sırasında hasar almayan hastane odasında oldukları için kurtuldular. Fakat abim enkaz altında kaldı. Hastane enkazında kurtarma çalışmaları başladığında yurt dışından gelen ekipler de araştırma yaptı. Bize ‘burada bir yaşam belirtisi olduğuna dair ize rastlamadık’ dediler. Ancak tam umutlarımızı kaybetmişken kardeşim ve yanındaki depremzede enkazdan canlı olarak çıkarıldı. Abimin kurtulmasına yardımcı olan tüm arama ve kurtarma ekiplerine teşekkür ediyoruz. Allah bir daha bizlere böyle acılar yaşatmasın” diye konuştu.


Konteyner yetmedi yığma inşaat başladı

 Depremde en çok binanın yıkıldığı Gaziantep’te konteyner sayısı ihtiyacı karşılama yetmiyor.Tamamen yıkılan ya da ağır hasarlı 12 bin binada kalan on binlerce depremzedenin barınması için halk arasında kâgir olarak da bilinen yığma yapı inşasına başlandı. Nurdağı ilçesine 2 km mesafedeki Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı iştiraki Emlak Konut şantiyesinde çalışmalar beşinci gününde. Altyapıda sona yaklaşıldı, bazı bölümlerde tek katlı yığma konutlar yükselmeye başladı.

Geçici kullanım için tek katlı yapıların her biri, banyo ve tuvalet içerecek şekilde, dört kişinin kullanımına uygun tasarlandı. Bir ay içinde ilk etabın bitirilmesi hedefleniyor. Islahiye’de 264, gezdiğimiz Nurdağı’ndaki şantiyede ise 276 konteyner ve yığma yapıdan oluşan geçici barınma alanları kullanıma hazır olacak. Dört şantiyede eşzamanlı süren çalışmalar için İstanbul’daki makine ve personel kapasitesinin önemli kısmı buraya kaydırılmış. Bu sebeple Fikirtepe dahil şirketin birçok şantiyesinde çalışmalar durmuş durumda. Sorduğumuzda, ülkedeki diğer projelerin son teslim tarihini etkileyeceği yanıtını aldık.

ASBEST RİSKİ

Öte yandan gezdiğimiz iki ilçede yıkılmış binaların önemli kısmı asbest kullanımının yasaklandığı 2010’dan sonra yapılmış olsa da, solunması durumunda ölümcül olabilecek bu kimyasalın moloz yığınından temizlenmesi hayati önem taşıyor.

Dünya, Trabzonspor'un Proteo'lu koreografisini konuşuyor

 Türkiye’yi yalnız bırakmayan ülkelerden Meksika ordusunun, Adıyaman’da 3 kişinin kurtarılmasını sağlayan ve operasyonda hayatını kaybeden arama kurtarma köpeği Proteo’nun da yer aldığı koreografi, dünya basınında geniş yer buldu.

Trabzonspor ile İsviçre ekibi Basel, Türkiye’yi yasa boğan ve dünyanın birçok ülkesinden yardım ekiplerinin geldiği Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerde yaşanan can kayıplarının yasını tutarak dün akşam sahaya çıktı.

6 Şubat’ta yaşanan depremlerin acısıyla spor camiasının kenetlendiği karşılaşma, UEFA Konferans Ligi Play-Off müsabakası olması nedeniyle kamuoyunca yakından takip edildi.

Geliri depremzedelere bağışlanan, futbol camiası ve her takımdan taraftarın kenetlenip, tribünlerde her renkten takımın bayrağının dalgalandığı müsabakaya Vira grubunun koreografisi damgasını vurdu.YARDIMA KOŞAN ÜLKELERİN BAYRAKLARI YER ALDI

İzleyenleri hüzne boğan, deprem afetinde yardımlaşma ve dayanışmanın minnetini temsil eden koreografide; arama kurtarma çalışmalarında Türkiye’ye yardım eli uzatan ülkelerin bayrakları yer aldı.

Depremden kurtarılan bir bebeği kucağında taşıyan arama kurtarma ekibinden birisinin kaskına Güney Kore, Hindistan, Fransa, Bulgaristan, Bosna Hersek, Azerbaycan, Çekya, Moldova, Malezya, Macaristan, Kazakistan, Karadağ, Çin, Almanya, Kırgızistan, İspanya, Yunanistan, Polonya, Ukrayna, Avusturya, Arnavutluk, Japonya, Rusya, İtalya, Özbekistan, Romanya, İsviçre, Portekiz, Birleşik Krallık ve Hollanda’nın bayrakları yerleştirildi.

Yıkılmış binalarda umut arayan iş makinelerinin de yer aldığı koreografide, enkazlar arasından yükselen bir elin tuttuğu Türk bayrağı ise dikkati çekti.DÜNYA BASINI PROTEO’LU KOREOGRAFİYİ KONUŞUYOR

Vefasını ve minnettarlığını koreografiye yansıtan taraftarlar, Meksika’dan gelen 150 kişilik ekibin arama kurtarma köpeği Proteo’yu da resmetti.

Adıyaman’da enkaz altındaki 3 kişinin kurtarılmasında önemli rol oynayan ve operasyon sırasında hayatını kaybeden Proteo’ya teşekkür mesajıyla gösterilen saygı, dünya basınında yankı uyandırdı.

Ölümüyle ülkesini yasa boğan Proteo’nun yer aldığı ve Trabzonspor-Basel maçında sergilenen koreografi, sosyal medya sayfalarında binlerce kez paylaşıldı. 

Dünya, Trabzonsporun Proteolu koreografisini konuşuyor
Dünya, Trabzonsporun Proteolu koreografisini konuşuyor© 

"PROTEO TÜRKLERİN DE KALBİNE DOKUNDU"

İspanyolca yayın yapan Nacion 321, Trabzonsporluların Proteo’ya gösterdiği koreografili saygı duruşunu okurlarına, "Kurtarma köpeği Proteo sadece tüm Meksikalıların değil, Türklerin de kalbine dokundu" sözleriyle duyurdu.

Ulusal yayın yapan Telediario, yüreklere dokunan koreografi için "Proteo ve kurtarıcılar, Türkiye’deki Trabzonspor maçında onurlandırıldı" ifadelerine yer verdi.


DSÖ depremlerden etkilenen Suriye için endişeli

 Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Suriyenin kuzeybatısı için gerekli yardımların eksikliğinden endişe duyduklarını açıkladı.

DSÖ Küresel Acil Durum Direktörü Mike Ryan, gazetecilere yaptığı açıklamada "Şu anda en çok endişe edilen bölgenin Suriyenin kuzeybatısı olduğu çok açık." dedi.

Suriyede rejimin kontrol ettiği bölgelerin de depremin etkilendiğine değinen Ryan, ancak orada var olan hizmetlere insanların erişim sağlayabildiğine değindi.

Ryan, "Suriyede 10 yıldır devam eden bir savaş olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Sağlık sistemin inanılmaz derecede kırılgan." diye konuştu.

İnsani yardımlar kapsamında bazı sınır kapılarının geçici olarak açılmasının önemine değinen Ryan şu anda insanların ihtiyaçlarına odaklanıldığını söyledi.

DSÖ depremlerden etkilenen Türkiye ve Suriyede yürütülen çalışmalar için 43 milyon dolarlık destek çağrısını 84,5 milyon dolara yükselttiğini duyurdu.

*Haberin görseli Associated Press tarafından servis edilmiştir.

4 dakikada bir artçı oluyor

 Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Risk ve Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından şu ana kadar 4 bin 700 civarında artçı sarsıntının yaşandığını belirterek, "4 dakikada bir meydana gelen artçı sarsıntıların çok büyük bir bölümü hissedilebilir düzeyde. Özellikle 5in üzerinde meydana gelebilecek artçı sarsıntılarla karşı karşıya kalabiliriz" dedi.Tatar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin ardından bir yandan arama kurtarma faaliyetlerinin diğer yandan da iyileştirme süreçlerinin devam ettiğini söyledi.

Deprem bölgesinde şu anda bütün kurumlardan oluşan 250 binin üzerinde personel olduğunu belirten Tatar, her ilde bakan, bakan yardımcısı, mülki idare amirlerinin görevlendirildiğini aktardı.

Depremlerin Anadolu coğrafyasında 2 bin yılda yaşanan en büyük depremlerden biri olduğunu hatırlatan Tatar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu depremin hem etki alanı çok geniş hem de ortaya çıkardığı yüzey kırığı çok geniş bir alanda. Cumhuriyet tarihinde son 100 yıla bakıldığında 7,9 büyüklüğünde 1939 Erzincan depremi var. O depremde 33 bin insanımızı yitirmiştik ve depremin sonucunda yaklaşık 340 kilometre uzunluğunda yüzey kırığı meydana gelmişti. Bu depreme baktığımızda ise yüzey bakımından Erzincan depreminden belki de çok daha geniş alana yayılan, ortaya çıkardığı yüzey bakımından ise belki Erzincan depreminden daha fazla yüzey kırığı ortaya çıkaran bir deprem."

"4 VE ÜZERİ BÜYÜKLÜKTEKİ SARSINTILAR YAKLAŞIK 40 CİVARINDA"

Bölgedeki güncel ve sağlıklı veriler değerlendirildiğinde Doğu Anadolu Fay Zonunun 5 ayrı segmentinin kırıldığını ve bunun sonucunda 400 kilometre civarında bir fayda yüzey kırığının meydana geldiğini söyleyen Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kırılma neticesinde 7,3 metre civarında yerkabuğunda yer değiştirme olduğu yönünde sahadan gelen bilimsel veriler var. Şu ana kadar 4 bin 700 civarında artçı sarsıntı var. Bakıldığında çok olağan dışı bir durum. Hem 7,7 hem 7,6 büyüklüğündeki bu iki depremin, iki ana şokun artçı sarsıntıları devam ediyor. 4 dakikada bir artçı sarsıntı meydana geliyor. Bu artçı sarsıntıların da çok büyük bir bölümü hissedilebilir düzeyde. 3,5 ve üzeri büyüklükte çok fazla sayıda artçı sarsıntı var ama 4 ve üzeri büyüklükteki sarsıntılar yaklaşık 40 civarında. İzmir ve Düzce depremi büyüklüğünde artçı sarsıntılar meydana geliyor. Bunlar önümüzdeki günlerde de devam edebilir. Özellikle 5in üzerinde meydana gelebilecek artçı sarsıntılarla karşı karşıya kalabiliriz."

"HASARLI BİNALARDAN UZAK DURMAKTA YARAR VAR"

Vatandaşlara hasarlı binalardan uzak durulması konusunda uyarıda bulunan Tatar, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın çok sayıda personeli şu anda sahada hasar tespit çalışması yapıyor. Çalışmalardan elde edilen raporlar öğrenilinceye kadar bu binalardan uzak durmakta yarar var." diye konuştu.

Yerleşim alanlarını jeolojik tehlikelerden uzak alanlarda kurmanın, afete dirençli şehirler oluşturmanın ön koşullarından biri olduğunu belirten Tatar, yerleşim alanlarının deprem dalgalarını karşılayabilecek özellikteki sağlam kayaların üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Tatar, "Ümit ediyorum ki bu süreçten sonra bütün bölgede yoğun bir şekilde kalıcı konut seferberliği başlayacak. Mart ayından itibaren ilk konutların inşasının başlanacağı duyuruldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu süreci yönetiyor. O anlamda da yeni rezerv alanlarının saptanması, bunlar saptanırken doğru şekilde jeolojik tehlikelerden uzak alanlara kurulması konusunda gerekli çalışmalar yapılır. Bölgede çok sayıda fay var, bunun ötesinde bölgenin zemin yapısına bakıldığında çoğu yerde ovalar içerisinde düşük kalite olarak nitelendirebileceğimiz zeminler var." açıklamasında bulundu.

"AKTİF DİRİ FAY YENİ BİLGİLER IŞIĞINDA 500ÜN ÜZERİNE ÇIKABİLİR"

Türkiyede bilinen 485 aktif diri fayın olduğunu ve bunların her an, her yerde 5 ve üzeri büyüklükte deprem üretebileceğini bildiren Tatar, şunları kaydetti:

"Bakıldığında bu aktif diri fay yeni bilgiler ışığında 500ün üzerine çıkabilir. Dolayısıyla burada en önemli husus, bireysel olarak başlayıp bizim toplumsal olarak bu farkındalığı yaratmamız gerekiyor. Ümit ediyorum ki bundan sonra afetlere karşı dirençli hem toplum hem de şehirlerimiz olacaktır. Büyük bir toplumsal seferberliğin bu süreçten sonra yapılması lazım. Bütün şehirlerimizi, bütün yerleşim alanlarımızı her türlü afete hazır hale getirmek en büyük amacımız."

Gelin Pastası Tarifi

 

Gelin Pastası Tarifi İçin Malzemeler

Keki için;

  • 4 adet yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilin

Islatmak için;

  • 2 su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı toz şeker

Muhallebisi için;

  • 1 litre süt
  • 3 yemek kaşığı tepeleme un
  • 2 yemek kaşığı nişasta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket kremşanti
  • 1 paket vanilin

Üzeri için;

  • Hindistan cevizi

    Gelin Pastası Tarifi Nasıl Yapılır?

  • Öncelikle kekimizle başlıyoruz.
  • Yumurta ve şekerimizi beyaz olana kadar çırpıyoruz.
  • Sonrasında unumuzu, kabartma tozumuzu ve vanilin ekleyip güzelce çırpıyoruz.
  • Yağladığımız borcama güzelce yayıyoruz.
  • 170 derece fırında 20-25 dakika pişiriyoruz.
  • Kekimiz pişip soğuduktan sonra kürdanla delelim ki süt güzelce ıslatsın.
  • 2 bardak sütümüze şekeri ekleyip karıştıralım ve soğumuş kekimizin üzerine her yere gelecek şekilde dökelim.
  • Sonrasında muhallebimize başlayalım.
  • Kremşanti ve vanilin hariç bütün malzemeleri tencereye koyup ocağa alalım. Kıvam alana kadar karıştıralım. Kaynamaya başladıktan sonra altını kapatıp kremşanti ve vanilin ekleyip mikserle çırpalım.
  • Kekimizin üzerine döküp, yayalım.
  • Üzerine bolca hindistan cevizi döküp, istediğimiz şeylerle süsleyelim. Ben vişne kullandım.
  • Afiyet olsun 

Mayalı Yoğurtlu Pufuduk Poğaça Tarifi

 

Mayalı Yoğurtlu Pufuduk Poğaça Tarifi İçin Malzemeler

Poğaça hamuru;

  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 3-4 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı kuru maya ( yaş maya)
  • 1 adet yumurta akı
  • 1 tatlı kaşığIndan biraz fazla tuz
  • Aldığı kadar un

İç malzemesi:

  • Biraz maydanoz
  • 1 kase lor peynir
  • 1- 2 yemek kaşığı margarin
  • Tuz

Üzerin için:

  • Yumurta sarısı
  • Sıvı yağ
  • Çörek otu
  • Susam

    Mayalı Yoğurtlu Pufuduk Poğaça Tarifi Nasıl Yapılır?

  • Yoğurma kabına ılık süt ile maya 5 dakika kadar çözülmeye bırakılır.
  • Ardından diğer malzemeler eklenir yumuşak hamur yoğurulur.
  • 20 dakika kadar bekletinlen poğaça hamuru ceviz büyüklüğünde bezeler koparıp yuvarlanır.
  • Çay tabağı büyüklüğünde açtıktan sonra üzerine biraz margarin sürüp ortasına peynir koyup kapatalım.
  • Yumurta sarısını sıvı yağ ile açıp poğaçaların üzerine sürüp çörek otu susam karışımı serpiştirelim.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 25- -30 dakika pişirelim.
  • Fırından çıkan tepsinin üzerine diğer boş tepsiyi kapatarak 5 -10 dakika dinlenmeye bırakalım.Daha yumuşak oluyor.
  • Afiyet olsun