OnePlus’ın geçtiğimiz günlerde tanıttığı yeni ekran teknolojisinin detayları ortaya çıkıyor. OnePlus 8 ekranı 120 Hz yenileme hızının getirdiği avantajı da kullanarak oldukça akıcı bir kullanıcı deneyimi sunacak. OnePlus bu farkı gözler önüne seren bir video yayınladı.
OnePlus 8 ekranı 120 Hz ile oldukça akıcı
Pixel 4 ve OnePlus 7 Pro‘nun 90 Hz ekranını aşan firma, önümüzdeki OnePlus 8’de ilk kez piyasaya çıkması beklenen yeni 120Hz ekran ile piyasayı alt üst etmeyi umuyor.
Sıvı ekran, bir kullanıcının 30 FPS veya 60 FPS video izleyebilmesi ve 8 Pro’daki “MEMC” çipinin daha yüksek bir kare hızını stabil hale getirmek için ek görüntüler oluşturabilecek. OnePlus 8 ekranı, kare hızını yeni teknolojisi ile beraber otomatik ayarlayabilecek.
If you’ve seen high-quality TVs, you’re no stranger to MEMC. We’ve created a custom MEMC chip that can push ordinary 30fps video up to 120, so any video gets the full advantage of our 120Hz Fluid Display.
OnePlus CEO’su Peter Lau, dün akşam saatlerinde 60 Hz ile 120 Hz karşılaştırma videosu yayınladı. Videoya göre yeni 120 Hz sıvı ekranın performansı etkileyici görünüyor.
Yeni OnePlus modelinin ön tarafta yer alan düğme şeklinde selfie kamera, arka tarafta yer alacak dörtlü kamera kurulumu ile OnePlus 7 Pro’ya benzer bir görünüm ile gelmesi bekleniyor. Sızan diğer teknik özellikler ise Snapdragon 865 işlemcisine ve 12 GB RAM kapasitesine sahip olacak.
Oyuncu telefonlarını satın alan kişilerin ana kriteri donanım ve tasarım oluyor. Her ne kadar tercih sebeplerinin başında gelmiyor olsa da, yüksek fiyat etiketi nedeniyle kamera performansı konusunda da beklentiler yüksek oluyor.
Geçen yıl Temmuz ayında tanıtımı gerçekleştirilen ROG Phone II, Snapdragon 855 Plus işlemcisi ve 120 Hz ekranı ile şu anda en iyi oyuncu telefonlarından birisi. Ancak, aynı başarıyı kamera tarafında sergilediğini söyleyemiyoruz.
Asus ROG Phone II DxOMark puanı belli oldu
DxOMark uzmanları uyguladıkları testler sonucunda cihazın kamerasına 95 puan verdi. Bu puan ile Rog Phone II amiral gemilerinin hemen altına yerleşiyor. Tuhaf olan detaylardan başında, görüntü kalitesi açısından daha ucuz bir model olan ZenFone 6’nın gerisinde kalması geliyor.
Genel şikayet cihazın kamerasının tutarlı olmaması. HDR gerektiren sahnelerde beyaz dengesi, pozlama ve gölgelenme ile ilgili sorunlar görülürken, telefoto ve ultra geniş kameralarla çekilen fotoğraflar keskin değil.
Otomatik odaklama ise cihazın kamerasında beğenilen yönlerden birisi. Aynı şeyi video kaydı için söylemekte mümkün. Fotoğraf çekimi konusunda 97 puan alan cihaz, video çekiminden ise 92 puan aldı.
Xiaomi’nin alt markası olan Pocophone, başlı başına bir marka olmaya hazırlanıyor. Daha önce Redmi markasını oluşturup kendi şemsiyesi altından tutan Xiaomi, bu sefer farklı bir yol benimseyecek.
Pocophone kendi başına yoluna devam edecek
Xiaomi hem kendi ismiyle hem de alt markalarla telefon üretimine devam ediyor. Redmi’nin kazandığı başarıyla birlikte Xiaomi Pocophone modellerini de satışa çıkaran firma, en son F2 modeliyle gündeme gelmişti. Telefon geliştirmeleriyle birlikte alt markanın geleceği üzerinde de çalışan Xiaomi, modelin kendine ait bir marka olmasına karar verdi. Yeni marka, Redmi gibi Xiaomi altında olmayacak.
Yeni markanın tek başına yola çıkmasıyla birlikte yeni pazar stratejileri de geliştirilecek. Firma çalışmaları hedeflerini Xiaomi’den bağımsız olarak geliştirecek.
Xiaomi genel müdür yardımcısı yaptığı açıklamada “Pocophone gibi alt marka olarak yola başlayan ve kısa zamanda kendi markasını oluşturan bir örnek başka yok. F1 modeli oldukça talep gördü ve büyük beğeni topladı. 2020’ye girmemize rağmen hala ilk sıralarda. Böylelikle markanın kendi yoluna çıkmasının zamanı geldi”. dedi.
Redmi’den farklı olarak asıl markaya dönüşüm sağlanırken, firmanın benimseyeceği stratejiler de merak ediliyor. Gelecek planlarıyla ilgili açıklama yapılmasa da yeni oluşumun ilerleyen zamanlarda adından sıkça söz ettireceği söyleniyor. Yeni marka yoluna “Poco” ismiyle devam edecek.
Pocophone genel müdürü Twitter üzerinden konuyla ilgili bir tweet paylaştı. Aynı zamanda Xiaomi Endonezya genel müdürü olan Alvin Tse, tweette 2020’deki teknoloji ve akıllı telefon gelişmeleri için heyecanı belirtti.
Google‘ın bu sene için piyasaya sunmayı düşündüğü modeller ortaya çıktı. 2020 Pixel planına bakıldığında Google’ın, uygun fiyatlı telefonlar üreteceği belirlendi. Daha önce de Pixel 4a tasarımı sızdırılmıştı.
3 yeni Pixel modeli gelecek
Aralık ayında ortaya çıkan görsellerde Pixel 4a‘nın tasarımı belli olmuştu. Bu model orta segment sınıfında yer alıyordu. Bu sızıntının ardından diğer Pixel modelleri için de bilgiler ortaya çıktı. Google, uygun fiyatlı olarak 3 yeni modelini kullanıcılarla buluşturacak. Üstelik modellerin ikisinde de 5G desteği bulunacak.
XDA geliştiricileri tarafından AOSP (Android Open Source Project) incelendiğinde, Google’ın yeni telefonları hakkında bazı bilgilere ulaşıldı. Ortaya çıkan isimlerin balık isimleri olduğu, Google’ın da Pixel telefonlara balık isimleri vermesinden, yeni modellerin ortaya çıktığı söylendi.
Sunfish, Redfin ve Bramble olarak isimlendirilen telefonların bazı özellikleri de belirlendi. Google’ın Android için hazırladığı bilgilerde ortaya çıkan özelliklerle birlikte piyasaya çıkacak 3 telefondan 2’sinin orta segment olduğu anlaşıldı.
2020’de duyurulacak olan Pixel modelleri
Modellere bakıldığında karşımıza ilk olarak Redfin modeli çıkıyor. Snapdragon 765 5G işlemciden güç alacak olan telefon, orta ve üst segment arasında yer alacak. 5G desteğine sahip cihazlarla aynı fiyatta olması beklenen telefon, Android 10 ile kullanıcılarla buluşacak. Özelliklerine bakıldığında bu telefonun Pixel 4a XL olması bekleniyor. Telefonun tasarımının ve üretiminin FIH Mobile tarafından yapılacağı söyleniyor. FIH Mobile, Foxconn tarafından işletilen bir firma.
Bramble modeli de Redfin gibi Snapdragon 765 işlemciye sahip olacak. Ancak telefonun başka bir firma tarafından üretilmesi beklenmiyor. Google tarafından tasarlanıp üretilecek olan telefon Android 10 ya da Android 11 ile kullanıcılarla buluşacak. Bu model için Snapdragon 865’e sahip olacağı söyleniyordu ama bu bilginin de yanlış olduğu belirlendi.
Son 2020 Pixel modelinin adı da Sunfish olarak belirlendi. Snapdragon 730 işlemciyi kullanacak olan telefonun Realme X2, Redmi K30 ve Galaxy A71 ile rakip olması bekleniyor. Bu modelin de Pixel 4a olması bekleniyor.
2020’de satışa çıkacak Pixel modelleri için satış tarihi henüz belirsiz.
Microsoft’un gönüllü test kullanıcısı platformu Insider, yeni bir duyuru yayınladı. Insider 19546 yapı sürümü ile beraber Windows 10 hesap makinesi uygulaması büyük bir işlevsellik kazandı.
Windows 10 hesap makinesi artık grafik çizebilecek
Microsoft üzerine titrediği Windows 10 işletim sistemine yeni özellikler getirmeye devam ediyor. Windows 10 hesap makinesi uygulaması yeni Insider güncellemesi ile büyük bir işleve kavuştu.
Windows 10 19546 sürüme sahip yapısı ile Windows hesap makinesi, özel bir Grafik Modu ile beraber Windows arama dizinindeki hataları belirlemeye yardımcı olan Indexer Diagnostics uygulamasını aldı.
Grafik tabanlı hesap makinesi; lineer cebir grafikleri gibi hesaplamaları ve analizleri yapabiliyor. Grafik çizildikten sonra X ve Y eksenindeki ortak noktalar hakkında ayrıntılar vererek grafiği analiz etmenize izin veriyor.
Microsoft yıllardır hesap makinesi uygulamasının eksiklikleri nedeniyle eleştiriliyordu. Ancak, yeni Hesap Makinesi beklentileri bu kez tamamen karşılayacak gibi duruyor.
HPE düzenlediği toplantıda, 2020 yılında dijital dönüşümde bizleri neler bekliyor onları anlattı! Biz de HPE Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak ile hem dijital dönüşümü hem de bulut teknolojisini konuştuk!
Toplantıda konuşan HPE Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak Hewlett Packard Enterprise (HPE) Türkiye’nin başarılı bir yılı geride bıraktığını, gelecek planlarına odaklanarak, güçlü ve emin adımlarla yollarına devam ettiklerini vurguladı.Kaymak şöyle devam etti: “IDC Q3 CY2019 sunucu, veri depolama pazar payları raporuna göre HPE Türkiye pazarın lideri konumunda yer aldı. Doğu Avrupa, Rusya, Türkiye ve Afrika Bölgesi’nde ise en fazla büyüyen ülkelerden biri olduk. X86 sunucularda yüzde 55 pazar payına ulaştık. Aynı şekilde geliştirdiğimiz projelerle de başarı hikayelerine imza attık. 2020’ye baktığımız zaman aynı trendin devam edeceğine yönelik çok pozitif işaretler görüyoruz. Diğer yandan IDC rakamlarına göre Türkiye’de teknoloji harcamaları 8 milyar dolar ve bunun 4,5 milyar doları mobil cihazlara ve kişisel bilgisayarlara harcanıyor. Sunucu ve veri hizmetlerinin payı ise 1 milyar dolar seviyesinde. Bu rakamlar da bize yazılım hizmetleri yatırımlarında daha gidilecek çok yol olduğunu gösteriyor. Bu doğrultuda biz de hem müşterilerimizin dijital dönüşümlerinde onların iş ortağı olarak onlara katkı sağlamak, hem de özellikle yapay zeka ve büyük veri alanlarında doğru teknolojileri sunarak rekabette öne geçmelerine destek olmayı amaçlıyoruz. Burada en kritik konulardan biri doğru yatırımı doğru zamanda, doğru ekonomik şartlarla yapabilmek. Biz de dijital dönüşümde bu 3 bileşeni bir arada sunan firmalardan biriyiz. Hem teknolojiyi doğru şekilde sunuyor, hem teknolojiyi kullanacak insanların eğitimlerine destek oluyoruz, hem de isteyen firmalara “kullandıkça öde” tüketim yaklaşımıyla yeni ekonomik çözümler sunuyoruz.
HPE olarak misyonlarının insanların çalışma ve yaşam şeklini geliştirmek olduğunu söyleyen Kaymak; “Bu amaçla insanlığı geleceğe hazırlayacak önemli projelere destek vermeye devam ediyoruz. Sürdürülebilirlik için döngüsel ekonomiye öncelik eden kurumların başında geliyoruz. Alzheimar’a çare arayan sağlık araştırmalarına, Mars’a yolculuk projesine, büyük veriyi daha hızlı işleyecek yapay zeka altyapılarına gelişmiş teknolojik çözümler sunuyoruz. En yeni projelerimizden bir diğeri ise 2024 yılında gerçekleştirilmesi planlanan yeni Ay yolculuğunun simulasyonunu yapacak dünyanın en güçlü süper bilgisayarını NASA için tasarlamak.”
2020’ye damgasını vuracak teknolojik trendler
Toplantıda Gartner’ın 2020 yılı için en önemli stratejik 10 tekonolojik yenilik raporuna dikkat çeken Kaymak; “Gartner 2020 yılında trend olacak teknolojilere ilişkin rapor yayınladı. Buna göre “Hiper otomasyon”, “Artırılmış İnsan”, “Yapay Zeka Güvenliği”, “Blokzincir”, “Otonom” , “Çokludeneyim”, “Uzmanlığın Demokratikleşmesi”, “Şeffaflık ve izlenebilirlik”, “Kuvvetlendirilmiş uç cihazlar” ve “Dağıtık bulut” konularının 2020’ye damga vuracak ve bizim de odaklanacağımız alanlar olacak. Biz bu trendlerden özellikle yapay zeka ve otonom araçlar özelinde çözümlerimizi geliştirirken tüketim bazlı bir model ile daha ekonomik çözümler sunmayı hedefliyoruz.
Yapay zeka bazlı çözümler yükseliyor
2020’nin, yapay zeka bazlı otonom güvenlik teknolojilerinin öne çıktığı bir yıl olacağına değinen Kaymak, “Nesnelerin İnterneti ve uç bilişim uygulamaları gibi yükselen teknolojileri kullananlar, kurumlarını daha etkili biçimde koruyan güvenlik çözümlerine ihtiyaç duyacak. Nesnelerin İnterneti cihazlarının gittikçe artan kullanımı kurumlara, iş süreçlerinde akıllıca karar verme yolunda yeni seviyeler sunuyor. Bunu yaparken, kötü niyetli kişilerin güvenlik açıklarını bulabilecekleri açık kapılar sunmayı da ihmal etmiyor. Gartner’a göre, 2020’de 70 milyar cihaz kullanımda olacak; bu cihazları korumak ve davranışsal analitik kullanarak Tehlike Göstergeleri’ni (IOC) tespit etmek çok önemli bir hale gelecek. Wi-Fi 6 üzerine çalışılan inovasyonların bir sonucu olarak HPE’nin network portföyü Aruba, 2020’nin 5G gibi teknolojiler tarafından vadedilen performans, uygunluk ve Hizmet Kalitesi’nin yer aldığı Wi-Fi 6 etkin hizmet alanlarını beraberinde getireceğini öngörüyor”.
Yıllardır mobil cihazlarda ana iletişim uygulaması olan WhatsApp’ın, Facebook tarafından satın alınmasının üzerinden altı yıl geçti. İnternet devinin WhatsApp reklam hamlesi ile gelir elde etmek istediği ilk kez 2018’de duyurmuştuk.
O zamanlar WhatsApp’ın Başkan Yardımcısı olan Chris Daniels, Hikayeler bölümüne reklam eklemeyi planladıklarını duyurmuştuk. Bu hareketin arkasındaki fikir, uygulamadan biraz gelir elde etmek ve işletmelerin dünyadaki tüm WhatsApp kullanıcılarına ulaşmasını sağlamaktı.
Facebook, WhatsApp reklam planından vazgeçti!
Wall Street Journal tarafından yayınlanan yeni rapora göre Facebook, WhatsApp reklamları ile gelir elde etmekten vazgeçti. WhatsApp’a reklamları entegre etmenin en iyi yollarını bulmak için kurulan ekibin dağıtıldığı ve yürütülen çalışmalar için kullanılan kodların WhatsApp üzerinden silindiği dile getiriliyor.
Facebook, WhatsApp’ta reklam satma planlarından uzaklaşıyor gibi görünüyor. Konuyu bilen insanlar, WhatsApp’ın son zamanlarda reklamları hizmete entegre etmenin en iyi yollarını bulmak için kurulmuş bir ekibi dağıttığını açıkladı. Ekibin çalışması daha sonra WhatsApp’ın kodundan silindi.
Facebook’un bu konudaki çalışmaları tamamen sona erdirdiğine dair resmi bir açıklaması yok. Bu nedenle WhatsApp reklamları ilerleyen dönemde tekrar gündeme gelebilir.
Son dönemde amiral gemisi denildiğinde akıllara Galaxy S20 geliyor olsa da, merakla beklenilen telefonlardan birisi de, Xiaomi Mi 10. Mi serisinin yeni üyesi üst seviye bir donanım ve günümüze uygun bir tasarım ile gelecek.
Geçtiğimiz günlerde canlı bir şekilde görüntülenen Mi 10’un tasarımını ve performans testini paylaşmıştık. Xiaomi, Samsung gibi rakipleri ile aynı stratejiyi uygulayarak yeni amiral gemisinin “Pro” modelini de tanıtacak.
Xiaomi Mi 10 Pro performans testi ortaya çıktı
Snapdragon 865’den güç alan Mi 10 Pro, AnTuTu performans testinden 560217 puan alıyor. Hem Mi 10 hem Mi 10 Pro’da aynı işlemci yer aldığı için iki cihaz arasında performans açısından gözle görülür bir fark olmaması normal.
120 Hz yenileme hızına sahip bir ekran ile karşımıza çıkacak olan telefonda 108 Megapiksel ana kameraya, 20 Megapiksel + 12 Megapiksel + 5 Megapiksel kamera eşlik edecek. Mi 10’da ise daha düşük çözünürlükte bir kamera göreceğiz.
Standart model ile Pro arasında batarya açısından fark olmayacak, 4500 mAh kapasiteli bir bataryaya ev sahipliği yapacak. Farkın hızlı şarj noktasında karşımıza çıkmasını bekliyoruz. Mi 10’da 30 veya 40W hızlı şarj yer alırken, Pro sürümü 66W hızlı şarj ile karşımıza çıkacak.
Miyopluk ya da uzağı net görememe sorunu en yaygın göz bozukluklarından biridir.
Böyle bir göz bozukluğu teşhisi konmuş ise açıklamaların çoğu, sorunu genlere ve fazla okumaya bağlama yönünde oluyor. Ancak son araştırmalar bu varsayımların yanlış olduğunu gösteriyor.
Farklı çevresel faktörler de göz bozukluğuna neden olabilir. Bazı basit önlemler alarak çocuklarımızı bu sorundan kurtarmak mümkün olabilir.
Miyopluk oldukça yaygın; Avrupa ve ABD’de nüfusun yüzde 30-40’ı gözlük kullanıyor. Bazı Asya ülkelerinde ise yüzde 90’ı buluyor bu oran. Miyopluk kalıtsal ise, yani genler neden oluyorsa nasıl olur da böylesine bir dezavantajlı özellik binlerce yıl öncesinden bugüne kadar gelebilir?
Eskimoların durumu
Kanada’daki Eskimoların durumuyla ilgili gelişmeler, bu sorunun üstünü aslında 50 yıl önce çizmiş olmalıydı. Eski kuşak Eskimolarda neredeyse hiç miyopluk görülmezken bugünkü çocuklarda yüzde 10-25 arası gözlük kullanımı söz konusu. Uzmanlar miyopluğun genetik olması halinde böyle durumun asla mümkün olamayacağını belirtiyor. Zaman içinde Eskimoların eski yaşam tarzından vazgeçip daha Batılı bir tarza yönelmelerinin bu göz bozukluklarına neden olması daha muhtemel. Bazı uzmanlar genlerin kısmen belirleyici olabileceğini, ancak asıl nedenin çevresel faktörlerden kaynaklandığını, miyopluğun bir sanayi hastalığı olduğunu söylüyor.Okumakla miyopluk arasındaki bağlantı ise önce güçlü bir olasılık olarak düşünülse de, konu üzerinde araştırmalar yoğunlaştıkça böyle bir bağlantının olmadığı görülmüştür.
Güneşin etkisi
Bugünlerde üzerinde durulan bir başka olasılık ise içeride geçirilen zaman ile miyopluk arasındaki ilişki. Avrupa, Avustralya ve Asya’da yapılan birçok araştırmada, açık havada daha çok zaman geçirenlerin miyop olma ihtimalinin kapalı ortamda zaman geçirenlerden çok daha düşük olduğu görüldü. Bunun nedeni kesin olarak bilinmese de güneş ışığının gözleri beslemesine dayandırılıyor.
Avustralya’da öğrenciler üzerinde yapılan bir deneyde de fiziksel olarak aktif olmanın etkisi ölçülmüş, ancak arada bağlantı kurulamamıştı. Fakat dışarıda gün ışığında geçirilen zamanın belirleyici olduğu sonucuna varıldı. Gün ışığına ne kadar çok maruz kalınıyorsa göz bozukluğu riski de o kadar azalıyordu.
Güneşin vücutta D vitamini üretimini tetiklediği ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve beyin fonksiyonlarında bu vitaminin etkili olduğu biliniyor. D vitamini göz sağlığında da etkili olabilir.
Başka bir açıklama ise güneşin doğrudan gözde dopamin salgılanmasını sağladığı yönünde. Miyopluk göz yuvarının aşırı büyümesi nedeniyle lensin görüntüyü retina üzerine odaklamada sorun yaşamasına neden oluyor. Dopaminin ise bu büyümeyi sınırlayarak gözü sağlıklı kıldığına inanılıyor.
Doğal ışık, yapay ışık
Başka bir açıklama ise doğal ışıkla yapay ışığın içerdiği renkler ve görüntüyü retina üzerinde farklı yerlerde odaklaştırması sorununu gündeme getiriyor. Bu uyuşmazlık gözdeki kontrol mekanizmasında karışıklığa yol açıyor olabilir. Yani göze en uygun noktada odaklanma sağlanmadığını ve bu durumu gidermesi için büyümesi gerektiği mesajını iletiyor olabilir. Avustralya’da bir üniversitede yapılan araştırmada daha çok kırmızı içeren yapay ışıkta yetiştirilen tavuklarda, mavi ve yeşil rengin daha yoğun olduğu ortamlara kıyasla miyopluk riskinin çok daha yüksek olduğu görüldü.
Bazı uzmanlar ise sorunu görme alanımızdaki eşya kalabalığına bağlıyor. Kapalı mekânlarda gözün farklı uzaklıktaki eşyalara odaklanmada uyum sorunu yaşayabileceği, dışarıda ise görüş mesafesinin daha geniş olması sayesinde bu sorunun ortadan kalktığı ve gözün gelişiminin daha sağlıklı olduğu dile getiriliyor.
Bu tartışmalar sadece akademik önem taşımıyor, tedaviye yönelik ipuçları da içeriyor. Örneğin miyop çocuklarda sorunun ilerlemesini engellemek, hatta hasarı geri çevirmek üzere mavi ışık yayan lambaların kullanılması tartışılıyor. Miyop tavuklarda kırmızı ışığın yol açtığı hasarın günde birkaç saat mavi ışıkta kalma yoluyla giderildiği görüldü.
Göz damlası
Miyopluk tedavilerinden biri de atropine adlı göz damlası üzerinde yoğunlaşıyor. Bu damlanın, miyopluğa neden olan göz yuvarının büyümesi sorununu yavaşlattığı biliniyor. Fakat damlanın bazı yan etkilerinin görülmesi üzerine bu denemelere ara verildi. Ancak daha önce kullanılan miktarın yüzde biri bile kullanıldığında damlanın etkili olduğu görülünce bu yan etkilerin de minimuma ineceği düşünülerek damla üzerinde çalışmalar yeniden başlatıldı.
Bugün için yapılacak en iyi şey ise gözlük ya da lens kullanmaya devam etmek ve çocukları dışarıda daha fazla zaman geçirmeye teşvik etmekten ibaret görünüyor.
Köz Biberli Ve Soslu Enfes Patates Salatası Tarifi İçin Malzemeler
4-5 adet patates
3 adet közlenmiş kapya biber
1 küçük kutu Mısır
3-4 dal taze soğan
1 çay bardağı dolusu haşlanmış bezelye (rendelenmiş havuç da olur)
5-6 adet kornişon turşu
1 avuç incecik kıyılmış taze nane
2 su bardağı yoğurt
3-4 yemek kaşığı mayonez
2 diş rendelenmiş sarımsak
Tuz
Köz Biberli Ve Soslu Enfes Patates Salatası Tarifi Yapılışı
Ben patatesleri küp küp doğrayıp az tuz ilavesiyle üzerini geçecek kadar suda haşlamayı tercih ediyorum sonradan kabuk soyma derdi olmuyor.
Haşlayıp küp küp doğradığınız patatesleri soğumaya bırakın. Bu tür salatalarda görüntü de güzel olsun derseniz patatesleri hemen karıştırmayın.
Diğer malzemeleri küçük küçük doğrayın.
Yoğurt, mayonez ve sarımsak ile tuzu güzelce çırpıp tüm malzemeleri büyükçe bir kasede karıştırın. Nefis oluyor muhakkak deneyin. Deneyenlere afiyet olsun.
