5 Kültür Mirası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
5 Kültür Mirası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ağustos 2019 Salı

Değerini Bilmek İçin Hâlâ Geç Kalmadığımız 5 Kültür Mirası

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ülkemizin hemen hemen her şehri tarihi kalıntılarla dolu. Bizans İmparatorluğu’ndan Hititler’e, Likyalılar’dan Osmanlı Devleti’ne kadar, Türkiye’de pek çok eski devletin kalıntılarını görmek mümkün. Bu kültür miraslarından birçoğu ise UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. Listede yer aldığı halde fazla bilinmeyen ve hak ettiği değeri görmeyen bazı eserler de mevcut. Değerini bilmek için hâlâ geç kalmadığımız 5 kültür mirasını gezginler için listeledik. 
1. Hattuşa - Hitit Başkenti 
Antik Çağ’ın en önemli medeniyetlerinden Hititler’e başkentlik yapmış olan Hattuşa, Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer alıyor. Uzun yıllar boyunca önemli bir merkez konumunda olan ve 1986 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Hattuşa’da hâlâ Hititler’i yansıtan izler görmek mümkün. Hititler’in yıkılmasıyla birlikte zamanla terk edilen Hattuşa’da görebileceğiniz tarihi kalıntılar arasında kraliyet konutları, tapınaklar, su duvarları ve daha pek çok eser bulunuyor. Tarihin ilk yazılı antlaşması olarak bilinen, Mısırlılar ve Hititliler arasında imzalanan Kadeş Antlaşması’nın kalıntıları da Hattuşa'da yapılan arkeolojik kazı çalışmaları sırasında ortaya çıktı. Anlaşmanın kalıntıları, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor. 
2. Xanthos - Letoon
Türkiye’nin güneybatısında yer alan Likya, bugünkü Teke Yarımadası olarak bilinen yer. Akdeniz’e kadar uzanan bu bölge, birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Pek çok antik kentin oluşturduğu bir federasyon iken, daha sonrasında Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti haline geldi. Bu nedenle bölgede Roma dönemine ait pek çok kalıntı görmek mümkün. Likya’nın idari merkezi sayılan Xanthos ve dini merkezi konumunda olan Letoon, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1988 yılında kabul edildi. Xanthos’ta kaya mezarlarını ve Harpy Anıtı’nı ziyaret etmeniz mümkün. Bunların yanı sıra, Xanthos’ta bulunan pek çok kalıntı da British Museum'da sergileniyor. Letoon ise dini yansımalarıyla dikkat çeken bir şehir. Apollon, Artemis ve Tanrıça Leto Tapınağı buradaki önemli eserlerden. 
3. Çatalhöyük Neolitik Alanı
Günümüzden 9 bin yıl öncesine kadar yerleşim yeri olarak kullanılan Çatalhöyük, Konya’nın Çumra ilçesi sınırlarında yer alıyor. 1960'lara doğru keşfedilen bu tarih merkezi, 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi. Neolotik ve Kalkolitik dönemden izler barındıran Çatalhöyük’ten günümüze kadar gelen kalıntılar arasında evler, ocaklar ve heykeller bulunuyor. İnsanlığın ilk yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük’te tek katlı, birbirine bitişik ve girişin çatıdan olduğu evleri, evlerin üzerindeki süslemeleri ve Ana Tanrıça Heykeli’ni yakından inceleme fırsatı bulabilirsiniz.
4. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı
Roma, Helenistlik ve Osmanlı dönemi izlerini taşıyan İzmir’in ilçesi Bergama, Kuzey Ege bölgesinde yer alıyor. Özellikle mimari yapısıyla dikkat çeken Bergama’da antik dönemin en büyük kütüphanelerinden biri, tiyatro, tapınaklar ve daha pek çok kalıntı bulunuyor. “Pergamon” ismiyle bilinen kütüphane, parşömenin icat edildiği yer olması açısından büyük önem taşıyor. 2014 yılında UNESCO listesine giren Bergama’yı ziyaret ederseniz, Serapis Tapınağı’nı görmeden dönmemenizi tavsiye ederiz.
5. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı 
Yalnızca ülkemizin değil, dünyanın da tarihi değerleri arasında yer alan Diyarbakır Surları, binlerce yıl önce yapıldı. 5 kilometre uzunluğa, 10 metre yüksekliğe sahip kalkan balığı formundaki surlar, Diyarbakır’ın önemli simgelerinden biri. Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan Diyarbakır’da görebileceğiniz bir diğer tarihi miras ise, Hevsel Bahçeleri ve Diyarbakır Kalesi. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen bu eserler, 30’dan fazla uygarlığın izlerini taşıyan bir bölgede konumlanıyor.