31 Temmuz 2023 Pazartesi

Huawei’nin yeni katlanabilir telefonu Mate X3 Pro 5G geliyor!

 Son dönemlerin en popüler cihazları olan katlanabilir telefonlar, markaların attıkları yeni adımlarla birlikte daha geniş bir yelpazeye sahip olmaya devam ediyor. Huawei’nin heyecanla beklenen yeni katlanabilir telefonu Mate X3 Pro 5G ‘nin kısa bir süre sonra piyasaya sürüleceği tahmin ediliyor. İşte detaylar

Huawei Mate X3 Pro 5G yakında tanıtılabilir!

Yaygın beklentilere göre Çinli teknoloji devinin 4 Ağustos 2023 tarihinde düzenleyeceği Huawei Geliştiriciler Konferansı’nda tanıtılacak olan cihaz, şirketin üç yeni akıllı telefon modeli (Huawei Mate 60 4G, Mate 60 5G ve Mate X3 Pro 5G) arasından en dikkat çeken model olarak nitelendiriliyor. Söylentilere göre bu üçlü, Huawei Mate 60 4G, Mate 60 5G ve Mate X3 Pro 5G modellerinden oluşuyor. Bu yılın ilk yarısında tanıtılan ve Snapdragon 8+ Gen 1 ile güçlendirilmiş 4G’lik bir cihaz olan Mate katlanabilir telefon modeli dikkate alındığında, Mate X3 Pro’nun yeni nesil Snapdragon 8 Gen 2 işlemcisi ile tanıtılmasının son derece muhtemell olduğu ifade ediliyor.

Huawei

Mate X3 Pro’nun model ismi, cihazın hafif ve ince tasarımlı Mate X3 modelinin güncellenmiş bir versiyonu olacağına işaret ediyor. iPhone 14 Pro Max’ten daha hafif ve ince bir yapıya sahip olduğu için dikkat çeken modele ait pro versiyonunun nasıl bir tasarıma sahip olacağı ve onu güçlü rakibinden ayıran özellikleri ne denli koruyabileceği ise merak edilen hususlar arasında yer alıyor.Görünen o ki Mate X3 Pro 5G, yakın zamanda piyasaya sürülen Samsung Galaxy Z Fold 5, Honor Magic V2 ve Vivo X Fold 2 gibi katlanabilir telefonlarla kıyasıya bir rekabet içerisine girecek. Ayrıca, Ağustos ayında piyasaya sürülmesi beklenen Oppo Find N3 ve Xiaomi MIX Fold 3 gibi yaklaşan katlanabilir telefonlara karşı da kendini kanıtlamak zorunda kalacak. Cihazın bu zorlu rekabette nasıl bir performans sergileyeceğini ilgiyle takip edeceğiz. Detayları, siz sevgili ShiftDelete.Net okurlarıyla paylaşıyor olacağız.

Uygun fiyatlı Apple Watch bekleyenler için kötü haber!

 Apple, uygun fiyatlı akıllı saat modeli Watch SE’yi ilk olarak 2020 yılında piyasaya sürdü. Şirket, sonrasında ise 2022 yılında Apple Watch SE 2 modeli karşımıza çıktı. Daha önce modeller arasına iki yıl koymuş olsa da Apple’ın bu sene de bir Watch SE modeli tanıtması bekleniyordu. Ancak ünlü analist üçüncü nesil Apple Watch SE için tarih verdi.

Uygun fiyatlı yeni Apple Watch için 2024 yılı işaret edildi

Ünlü analist Mark Gurman’a göre Apple’ın bu yıl üçüncü nesil bir Apple Watch SE piyasaya sürme planı yok. Gurman, Apple Watch SE’nin iki yıllık model yenileme döngüsü içerisinde kalacağını, bu nedenle üçüncü nesil modelin Eylül 2024’te piyasaya sürülmesinin beklenebileceğini söyledi.

apple akıllı saat

Bu yüzden akıllı saat almak için 3. nesil Apple Watch SE’yi bekleyenlerin önünde bir seneden daha fazla olduğunu belirtelim. Apple imzalı bir akıllı saat almak isteyenler için hâlâ en uygun seçenecek Watch SE gibi görünüyor.Apple’ın resmi sitesinde 8 bin 745 TL’lik fiyatlarla satışa sunulan ikinci nesil Watch SE, şirketin diğer akıllı saatlerinde yer alan bazı özelliklerden yoksun olarak sunuluyor. Bu özellikler arasında EKG uygulaması, kandaki oksijen yoğunluğu, her zaman açık ekran ve termometre özelliklerini gösterebiliriz.

Ayrıca ikinci nesil Watch SE’de diğer akıllı saatlere göre daha küçük bir ekran ve daha kalın ekran çerçeveleri bizleri karşılıyor. Hem teknik anlamda hem de tasarım anlamında yapılan küçük kırpmalar ile Apple, Watch SE modelini çok daha uygun bir fiyattan satabiliyor.

Üçüncü nesil Watch SE modelini eylül ayında tanıtmayacak olan Apple’ın eylül ayında Watch Series 9 ve ikinci nesil Apple Watch Ultra modellerini piyasaya sürmesi bekleniyor. Şirket uygun fiyatlı modelini piyasaya sürmek için bir yıl daha bekleyecek gibi görünüyor.

Volkswagen Grubu’nun en çok satan elektrikli otomobilleri!

 Temmuz ayının son günlerinde Volkswagen de ikinci çeyrek sonuçlarını bizlerle paylaştı. Bünyesinde yer alan markalar ile birlikte geçtiğimiz yıla göre önemli satış başarıları yakalayan şirketin özellikle elektrikli otomobil satışlarındaki artış dikkat çekti.

Volkswagen, elektrikli otomobil satışlarını yüzde 53 artırdı

Volkswagen Grubu, 2023’ün ikinci çeyreğinde 2 milyon 331 bin 500 küresel araç satışı bildirdi. Bünyesinde Volkswagen, Audi, Porsche, Skoda, Seat, Cupra, Lamborghini, Bentley, Ducati, MAN ve Scania gibi markaları barındıran şirket, böylece satışlarını geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 18 artırmış oldu.

Audi Q4 e-tron

Ayrıca yılın ilk yarısında toplamda 4 milyon 372 bin 200 adet araç satışı yapan şirket, bu anlamda da 2022 yılına göre yüzde 12,8’lik bir gelişme gösterdi. Her anlamda geçtiğimiz yıla göre daha başarılı bir yıl geçiren Volkswagen’in elektrikli araç satışlarındaki artış ise oldukça dikkat çekici.Volkswagen Grubu, ikinci çeyrekte 180 bin 600 adet tamamen elektrikli araç satışı gerçekleştirdi. Wolfsburg merkezli dev otomobil şirketi böylece geçtiğimiz yıl gerçekleşen satışları yüzde 53 oranında artırmış oldu. Şirket bu rakamlarla birlikte elektrikli araçlar konusunda en başarılı yılını geçirdi.

Toplamda 180 bini aşan bir rakama ulaşan şirkette en çok elektrikli otomobil satışını ise 94 bin 800 adet ile Volkswagen gösterdi. Volkswagen’i 41 bin 100 adet ile Audi ve 18 bin 900 satış ile Skoda takip ediyor. Seat/Cupra toplamda 9 bin 700 araç satarken, Porsche ise geçtiğimiz çeyrek 8 bin 839 satış gerçekleştirdi.

En çok satan elektrikli otomobiller:

  1. Volkswagen ID.4/ID.5 – 59,300
  2. Audi Q4 e-tron – 26,700
  3. Volkswagen ID.3 – 26,200
  4. Skoda Enyaq iV – 18,900
  5. Audi e-tron/Q8 e-tron – 9,800
  6. Cupra Born – 9,700
  7. Porsche Taycan – 8,839

iPhone 15 Pro için bir iyi bir de kötü haber!

 Apple, bu yılın eylül ayında iPhone 15 serisini piyasaya sürmeyi bekliyor. Ürünler daha tanıtılmadan güvenilir kaynaklardan gelen sızıntılar mevcut. Yani iPhone 15 serisinin nasıl olacağını az çok tahmin edebiliyoruz. Şimdi de bu sızıntılara bir yenisi daha eklendi. Öyle ki iPhone 15 Pro, titanyum gövde ile karşımıza çıkabilir. Bunun da kullanıcıya negatif bir etkisi olabilir. Peki nasıl?

iPhone 15 Pro, titanyum gövde ile gelecek

Apple, iPhone 15 Pro modellerinin çerçevesi için paslanmaz çeliği daha hafif, ancak daha pahalı olan titanyum lehine döndürebilir. Bununla birlikte sektörde sızıntılarıyla ün salmış isim Mark Gurman, iPhone 15 Pro modellerinin ‘düşük enjeksiyon basıncı aşırı kalıplama’ veya LIPO adı verilen yeni bir üretim teknolojisi sayesinde önceki modellere göre daha ince çerçevelere sahip olacağını da iddia etti.

Görünüşe göre bu yeni tekniğin iPhone 15 Pro ve Pro Max ekranlarının etrafındaki çerçeveleri mevcut modellerde 2,2 mm’den yaklaşık 1,5 mm’ye küçültmesi bekleniyor. Teknoloji, başlangıçta birkaç yıl önce Apple Watch Series 7 ile kullanıldı ve gelecekteki iPad’lerde de kullanılması bekleniyor. Pazar günkü haftalık bülteninde kullanıcılarla bu bilgileri paylaşan Gurman, kötü bir haber de verdi.Apple’ın denizaşırı pazarlarda dört modelin de fiyatlarını artırmasını beklediğinden, bu değişikliklerin bir bedeli olabileceğinden bahsetti. ABD’de bile şirket, titanyuma geçişi ve iPhone 15 Pro Max’teki geliştirilmiş kamera sistemini telafi etmek için en azından “bazı pro modellerin” fiyatlarını artırabilir. Yani titanyum gövde ve ince çerçeveler, Avrupa ülkelerine biraz pahalıya mal olabilir.Gurman ayrıca dört iPhone 15 modelinin de bu yıl Dynamic Island’a (iPhone 14 Pro’da gördüğümüz ekrana gömülü hap şeklinde kamera sistemi) sahip olacağını ve temel iPhone 14 ve iPhone 14 Plus‘ta hala mevcut olan çentiği kaldıracağını yineledi.

Son olarak, standart iPhone 15 ve iPhone 15 Plus, geçen yılın Pro modellerinden A16 yongası tarafından desteklenecek. iPhone 15 Pro ve Pro Max’in ise Gurman’ın “fark edilir derecede daha hızlı” olacağına inandığı 3 nanometrelik bir çip ile geleceği bildiriliyor.

Tarihi buluş: Telefonların, tabletlerin, akıllı saatlerin pil ömrü şahlanacak!

 Rice Üniversitesi’ndeki mühendisler, lityum iyon pilleri daha da verimli hale getirmenin bir yolunu bulmuş olabilir. Raporlara göre, araştırmacılar, lityum kaybını azaltmaya yardımcı olan ve bir pilin yaşam döngüsünü iyileştiren bir süreç olan gelişmiş “prelithiation” tekniğini geliştirdi. Bu yeni yöntem ile birlikte telefonların, tabletlerin ve diğer lityum-iyon pilli cihazların pil ömrü artacak.

Yeni yöntem ile teknolojik cihazların pil ömrü artacak

Optimize edilmiş prelithiation tekniğinde işlem, silikon anotların daha kararlı bir lityum metal parçacığı ile kaplanmasına dayanıyor. Geliştirme, Rice laboratuvarındaki bir kimya ve biyomoleküler mühendisinin anotların üzerine parçacık karışımından bir kat püskürtmesi ile yapıldı.

Mühendis Sibani Lisa Biswal, anotları aşağı püskürtmenin pil ömrünü yüzde 22 ila 44 arasında iyileştirdiğini buldu. Ayrıca, daha fazla miktarda kaplamaya sahip pil hücreleri daha yüksek verimlilik sağlayabilir. Bu gelişme gerçekten çok büyük ve pille çalışan nesneleri günlük hayatımızda kullanma şeklimizi tamamen değiştirebilir.Telefonlar, akıllı saatler ve pille çalışan diğer çeşitli ürünler, ihtiyaç duydukları elektriği üretmek için lityumla çalışan pillere güvenir. Bu parçacıkları püskürterek bu lityum pillerin çalışma verimliliği artırılabilirse pil ömrü birçok alanda iyileştirilebilir. Bu gelişme eğer üreticilere de kabul ettirilirse en çok beklenen durumlardan biri olan akıllı telefonların pil ömrü artacak.Çalışmanın bu kadar çok avantajı olsa da dezavantajı yok değil. Tam kapasitede çalıştırıldığında (yüzde 100’e kadar şarj edildiğinde), piller aslında üzerlerindeki parçacıklarla sonraki döngülerde daha hızlı tükenmeye başladı. Tabii ki, diğer gelişmeler de pillerin daha verimli olmasına yardımcı olabilir. Lityum iyon pillerdeki grafiti silikonla değiştirmek, daha iyi bir enerji yoğunluğu sağlar.

Ancak lityum iyon pillerin verimliliğini artıran yeni parçacık spreyi gibi pillerdeki silikonun da bazı olumsuzlukları var. Buradaki en büyük sorun, silikonun, aslında lityumu tüketen ve dolayısıyla pili hızla tüketen katı elektrolit ara fazı oluşturabilmesidir. Ancak bu sorunun üstesinden gelinebilirse, bu yeni parçacık ve lityum iyon pillerde silikon kullanımı daha uzun ömürlü ve daha güvenilir piller sağlayabilir.

Elektrikli otomobil üreten Elon Musk’tan elektrik uyarısı!

 Tesla markası ile elektrikli otomobillerin önünü açan Elon Musk, geçtiğimiz gün oldukça dikkat çekici bir açıklama yaptı. Enerji krizi konusunda tahminlerini paylaşan popüler iş insanı, elektrik konusunda çalışmaların hızlanması gerektiğine vurgu yapıyor.

Elon Musk, elektrik üretiminin üçe katlanması gerektiğini söylüyor

PG&E tarafından düzenlenen bir konferansta söz alan Elon Musk, elektrikli araçların yaygınlaşması ile 2045 yılında enerji ihtiyacının üçe katlanacağını vurguladı. Her geçen gün artan enerji ihtiyacının altını çizen Musk, geçtiğimiz günlerde de yapay zeka çalışmaları yüzünden iki yıl içersinde enerji krizinin yaşanacağını ifade etmişti.

elon musk

Çok daha fazla elektrik üretmeye ihtiyacımız olduğunu söyleyen Musk, bu konuda yapılan projelerin çok daha hızlı hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Tamamen elektrikli bir dünyayı savunan Musk, bunun için dünya genelinde altyapının ise uygun olmadığını dile getirdi.Şimdiye kadar enerji ihtiyacının düzenli bir şekilde arttığını söyleyen Tesla CEO’su elektrikli araç sayısının artması ve yapay zeka teknolojileri ile bu talebin hız kazanacağını söylüyor. Kısa süre içerisinde elektrik üretiminin üçe katlanması gerektiğiniz savunan Elon Musk, aksi takdirde bu durumun hayatı felç edebileceğini belirtiyor.

Bundan yıllar önce elektrikli otomobillere yatırım yaparak yeni bir çağın öncülerinden biri olan Musk, şimdi ise elektrik üretimi konusunda tüm dünyayı uyarıyor. Tesla’nın 2030 yılına kadar 20 milyon elektrikli otomobil üretme hedefi bulunuyor. Diğer markaları da hesaba kattığımızda karşımıza inanılmaz bir elektrik ihtiyacı doğuyor.

Elon Musk’ın bu durumu çözebilmek adına elektrik santrallerinin günün her saatinde çalıştırılması ve ihtiyaç duyulmayan elektriğin depolanarak daha verimli bir şebeke oluşturulmasını öneriyor. İlerleyen dönemde her şeyin elektrikli olacağına vurgu yapa Elon Musk, enerji üretiminde kısa sürede artışa gidilmesi gerektiğini savunuyor.

Çocukları etkileyebilir: Apple, tepki çeken hatayı düzeltmeye çalışıyor!

 Çocukların cihazları istediği zaman kullanmalarına olanak tanıyan bir ekran süresi kısıtlaması hatası yüzünden birçok kullanıcı şikayet etti. Çocuklarının elektronik cihaz kullanımını kısıtlamaya çalışan ebeveynlerden tepki gören Apple, iOS 16.5 güncellemesi ile bu sorunu çözdüklerini belirtti. Ancak sorun, iOS 17 Beta sürümünde tekrar bulundu. Apple şimdi bu hatayı düzeltmeye çalışıyor.

Apple, ekran süresi sıfırlanması sorununu düzeltmeye çalışıyor

Sorun, iPhone, iPad ve iPod Touch cihazlarında baş gösteriyor. Ebeveynlerin, çocukların cihazlarını kullanamayacakları saatleri uzaktan ayarlamasına olanak tanıyan Atıl Süre adlı bir işlevi etkiler. Bir Apple sözcüsü, “Bazı kullanıcıların Ekran Süresi ayarlarının beklenmedik bir şekilde sıfırlandığı bir sorunla karşılaştığının farkındayız.” açıklamalarını yaptı.

Sözcüye göre Apple, bu raporları çok ciddiye alıyor ve durumu iyileştirmek için güncellemeler yapıyor ve yapmaya devam edecek. Özelliği kontrol eden ebeveynler, planlanan saatlerin ya eski ayarlara döndüğünü ya da tamamen kaldırıldığını ve çocukların cihazlarını istedikleri zaman kullanmalarına olanak tanıdığını gördü. Bu da onları epeyce rahatsız etmiş olacak ki binlercesi şikayette bulundu.Bir kullanıcı, çocuklarının tahmin etmediğinden emin olmak için şifresini değiştirdi. Ancak özelliği “haftada iki veya üç kez” sıfırlaması gerektiğini fark etti. Tahmin edeceğiniz üzere çocuklar da bu sorunu zamanında bildirmek istemiyorlar. Bu nedenle sadece bazı dikkatli ebeveynler fark edebiliyor. Konuyla ilgili bir Apple tartışma sayfasında yaklaşık 2.300 kişi aynı hatayı yaşadıklarını söyledi.Apple, sorunu daha önce biliyordu. Öyle ki mayıs ayında iOS 16.5’in piyasaya sürülmesiyle sorunun çözüldüğünü bildirdi. Ancak bazı kullanıcılar, sorunu sonraki sürümlerde ve hatta iOS 17 Beta sürümünde buldu. Apple, bir sözcüsüne göre şimdi bu hatayı düzeltmeye çalışıyor. Yeni gelecek iOS 17 güncellemelerinde üstesinden gelinecek.

Ekran süresi, 2018’de Apple’ın geliştiriciler konferansında tanıtıldı ve ebeveynlerin çocuklarının Etkinlik Raporunu uzaktan kontrol etmelerine ve uygulama kullanım sürelerini yönetmelerine olanak sağladı. Belirli bir saat aralığında belli uygulamalar bile seçilebiliyor. Bu özellikler, günümüzde özellikle ebeveynler tarafından sıkça kullanılıyor.

iPhone 15 Pro’da beklenen yenilikler!

 Apple’ın yeni iPhone 15 serisini tanıtmasına 2 aydan daha kısa bir süre kaldı. Yeni modeller merakla beklenirken şimdiye kadar yeni nesil iPhone modelleri ve özellikleri hakkında birçok iddia ortaya çıktı. Özellikle iPhone 15 Pro ve 15 Pro Max modelleri için birçok yenilik bizleri bekliyor.

iPhone 15 Pro hangi özelliklere sahip olacak?

Bilindiği gibi Apple özellikle iPhone 14 serisi ile birlikte standart ve Pro versiyonlar arasındaki makası iyice artırdı Şirketin yeni nesilde de bu politikayı artırarak devam ettirmesi bekleniyor. Gelen iddialar da bu durumu doğrularken birçok yeni özelliğin sadece iPhone 15 Pro modellerinde sunulacağını söyleyebiliriz.

Apple’ın yeni akıllı telefon serisinin tanıtımı yaklaşırken standart iPhone 15 ve iPhone 15 Plus’ta bulunması beklenmeyen ve sadece iPhone 15 Pro modellerinde sunulacağı söylenen 10 yeni özelliği bir araya getirdik.

A17 Bionic işlemci

iPhone 15 Pro modellerinin, TSMC tarafından 3 nm üretim sürecinden geçerek daha performanslı ve verimli olan yeni nesil A17 Bionic işlemcilerle donatılması bekleniyor. Standart iPhone 15 ve iPhone 15 Plus modellerinde ise mevcut A16 Bionic işlemciler kullanılacak.

Titanyum çerçeve

Apple, Watch Ultra modeli ile birlikte bizlere ilk kez paslanmaz çelik yerine kullanılan titanyum çerçevelerle tanıştırmıştı. iPhone 15 Pro modellerinde de yine tıpkı Apple Watch Ultra’da olduğu gibi titanyum çerçevelerin kullanılması bekleniyor.

Daha ince ekran çerçeveleri

Son Apple Watch modellerine benzer şekilde iPhone 15 Pro, ekranın etrafında ultra ince çerçevelere sahip olacak. Yeni nesil telefonların ortaya çıkan ekran panelleri, daha ince çerçeveleri tanıtımdan önce ortaya koydu. Gelen bilgilere göre iPhone 15 Pro modelleri sadece 1,55 mm kalınlığında bir çerçeve ile karşımıza çıkacak.

Daha hızlı USB Type-C bağlantısı

iPhone 15 Pro modellerinin en az USB 3.2 veya Thunderbolt 3 desteğine sahip bir USB-C bağlantı noktası ile geleceği iddia ediliyor. Diğer yandan standart iPhone 15 modellerindeki USB-C bağlantı noktasının ise tıpkı Lightning gibi USB 2.0 hızlarıyla sınırlı kalması bekleniyor.

iPhone şarj girişi

Wi-Fi 6E

Yeni MacBook modelleri ve iPad Pro gibi, iPhone 15 Pro da daha yüksek kablosuz hızlar için Wi-Fi 6E’yi destekleyecek. Ortaya çıkan son raporlar da gelen bu bilgileri doğruluyor.

Daha fazla RAM kapasitesi

Son gelen bilgilere göre iPhone 15 Pro modelleri artırılmış 8 GB RAM ile donatılacak. Diğer yandan standart modeller ise şu anda olduğu gibi 6 GB RAM sunulmaya devam edecek. Artan RAM ile birlikte yeni modellerin performansının da yükselmesi bekleniyor.

Programlanabilir görev tuşu

Bilindiği gibi şimdiye kadarki tüm iPhone modellerinde telefonları sessize almak için şalter benzeri bir kontrol kullanılıyordu. iPhone 15 ile birlikte ise bu kontrol yerini programlanabilir bir tuşa bırakacak. Kullanıcılar bu tuşla telefonun ses ayarını yapabileceği gibi tuşa farklı görevler de atayabilecekler.

Artırılan optik yaklaştırma

Gelen bilgilere göre iPhone 15 Pro Max, bir periskop telefoto lense sahip olacak. iPhone 14 Pro modellerindeki 3x zoom yer alırken yeni modelde ise bu miktarın en az 6x olması bekleniyor. Artırılan optik yakınlaştırma ile birlikte yeni nesilde kamera çıkıntısının da artacağı gelen haberler arasında. iPhone 15 Pro modellerinde kamera çıkıntısının 3,78 milimetreye ulaşması bekleniyor.

Geliştirilen LiDAR sensörler

iPhone 15 Pro modellerinde, yapay gerçeklik uygulamaları ve gece modu fotoğrafları için 3D derinlemesine tarama performansını iyileştiren, gücü daha verimli kullanan Sony imzalı bir LiDAR sensörün yer alacağı ifade ediliyor.

Fotoğraf sahteciliğine son: MIT’nin yazılımı yapay zekayı dizginliyor!

 ChatGPT, OpenAI ürününü geçen yılın sonlarında piyasaya sürmesinden bu yana piyasaya sürülen pek çok benzer ürünle üretken yapay zekayı ana akım haline getirdi. Üretken yapay zeka, yalnızca birkaç satırlık diyalogla karmaşık soruların yanıtlarını vermiyor. Gerçek olamayacak kadar iyi görünen inanılmaz görüntüler de oluşturabiliyor. Bu da sahteciliğe yol açıyor. Bunun çözümü ise yeni MIT yazılımı!

MIT’nin yeni yazılımı: PhotoGuard

Artık AI ile inanılmaz görüntüler oluşturabildiğimize göre, fotoğraflarda yerleşik olan ve birinin onları sahte görüntüler oluşturmak için kullanmasını zorlaştıran korumalara da ihtiyacımız var. Bunun için ilk adımı MIT, PhotoGuard adlı bir yazılım çözümü sunarak attı. Bu özellik, AI’nın fotoğraflarınızı inandırıcı bir şekilde düzenlemesini engelleyebilir.

MIT CSAIL’den (MIT Bilgisayar Bilimleri ve Yapay Zeka Laboratuvarı) araştırmacılar, yeniliklerini bir araştırma makalesinde yayımladı. PhotoGuard, bir görüntüdeki belirli pikselleri değiştirerek yapay zekanın bunları görmesini imkansız hale getiriyor. Bu özellik, en azından insanlar için fotoğrafı görsel olarak değiştirmeyecek.PhotoGuard aracılığıyla korumalı görüntülerden öğeler kullanarak sahte görüntüler oluşturmaya çalışıldığında yapay zeka piksel bozulmalarını okuyamaz. Bu sayede AI tarafından oluşturulan sahte görüntüler, kullanıcılara görüntünün değiştirildiğini bildiren bariz bölümlere sahip olacak. Aşağıdaki videoda programın nasıl çalıştığını görebilirsiniz.Videoda gördüğünüz üzere PhotoGuard ile birlikte, sahte fotoğraf yapmaya çalışırken bariz piksel bozulmaları görülüyor. Bu da kullanıcıya fotoğrafın sahte olduğunu açık bir şekilde belli ediyor. Araştırmacılar, AI’nın çabalarını engelleyebilecek iki koruma yöntemi daha buldular. İkisi de PhotoGuard’a entegre biçimde. “Kodlayıcı” yöntemi, AI’nın görüntünün bölümlerini anlamasını imkansız hale getirir.

“Difüzyon” yöntemi, bir görüntünün bölümlerini yapay zeka için farklı bir görüntü olarak kamufle eder. Her iki durumda da yapay zeka kusursuz bir sahte fotoğraf üretemeyecektir. Makalenin baş yazarı Hadi Salman, bu teknolojiyi Apple ve Google’ın sırasıyla iPhone ve Android‘deki stok kamera uygulamalarına eklemeyi düşünmesi gerektiğini söylüyor.

Uzayda yaşam için önemli bir keşif daha yapıldı!

 James Webb Uzay Teleskobu (JWST) geçtiğimiz yıl göreve başladığından bu yana birçok yeni keşif gerçekleştirdi. Şimdiye kadar üretilmiş en güçlü uzay teleskobu olan JWST, şimdi de yakın bir sistemde suyun varlığını ortaya koydu.

Yakın bir yıldız sisteminde su buharı keşfedildi

Gökbilimciler, yakındaki bir yıldızın etrafındaki toz bulutunda su buharı tespit ettiler. PDS 70 olarak bilinen genç gezegen sistemi, dünyamızdan 370 ışıkyılı uzaklıkta. Bu sistemin merkezindeki yaklaşık 5,4 milyon yaşında bir yıldız, güneşimizden ise oldukça soğuk. Yıldızın çevresinde ise iki gaz devi gezegen bulunuyor.

Sistemin içerisinde iki farklı gaz ve toz diski yıldızı çevreliyor. İç ve dış diskler, 8 milyar kilometre ile ayrılırken gaz devleri de bu boşlukta yer alıyor. Bilim insanları geçtiğimiz günde bu sistemde yer alan PDS 70b‘nin yörüngesini bir başka gezegenle paylaşıyor olabileceğini ortaya çıkarmıştı.Son dönemde gözünü PDS 70 sistemine çeviren bilim insanları James Webb teleskobunun Orta Kızılötesi Cihazı aracılığı ile yıldızdan 160 milyon kilometre daha az bir mesafede, iç diskte su buharı imzası tespit etti. Gökbilimciler, PDS 70’in ilerleyen zamanlarda güneş sistemimize benzer şekilde küçük, kayalık gezegenlere ev sahipliği yapabileceğine inanıyor.

Gökbilimciler, yaşı göz önüne alındığında yıldızın yakınında su buharı keşfettiklerine oldukça şaşırmış durumdalar. PDS 70’in gezegen oluşturan bir yıldız için nispeten oldukça yaşlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu çağda gezegen oluşturan bir diskte daha önce su tespit edilmemişti. Son bulgularla birlikte uzayda su ve yaşam sorusu da yenide alevlenmiş oldu.

Bilim insanları iç diskte bir gezegen oluşması durumunda suyu da barındırabileceğini ifade ediyor. Ancak bu suyun yıldızın oluşturduğu radyasyona nasıl dayandığı henüz açıklanabilmiş değil. Bu yıldızın gerçekten yaşanabilir bir gezegen oluşturup oluşturmayacağını ise zaman gösterecek.

Komşular çıldırdı: Twitter’ın merkez binasındaki X logosu sinir bozuyor!

 Mavi kuş logosuyla tanıdığımız Twitter’ın hem logosunu hem de ismini değiştiren Elon Musk’ın başındaki belalar bir türlü bitmiyor. Uygulamada aldığı radikal değişikliklerin ardından pek çok tepki gören milyarder iş adamının şimdi de “X” logosu şikayet alıyor. Ancak bu şikayetler logoyu değiştirdiği için değil. San Francisco’daki merkez binasına çok parlak bir logo yerleştirip komşuları rahatsız ettiği için.

San Francisco’daki X logosu şikayet alıyor

Elon Musk’ın San Francisco’daki merkez binasına koyduğu “X” işareti, şehir tarafından hiçbir zaman onaylanmadı ve şimdi San Francisco’daki yetkililer araştırıyor. Musk’ın şirketinin bir binadaki harfleri veya bir sembolü değiştirirken gerekli olan bir izin başvurusunda bulunmadığı bildirildi. Güvenlik ve tasarım nedenleriyle incelemeye alınan logo, binanın etrafındaki sakinleri oldukça rahatsız ediyor.

Pazartesi günü polislerin şirketin Twitter logosunu ve ikonik mavi kuşu binanın yan tarafından kaldırmasına izin vermemesi üzerine cuma günü binanın tepesine “X” yerleştirildi. Polis, kaldırılırken işaretlerden birinin düşmesi ihtimaline karşı yayaları uzak tutmak için kaldırımı bantlamayı başaramadıkları için Musk’ın işcilerinin bu işaretleri kaldırmasını engelledi.

Tabela bir yerleşim bölgesine bakacak şekilde yerleştirildi. O kadar parlak ki X merkez binası etrafında yaşayan insanlar bundan çok şikayetçi. Tabela sadece parlak bir şekilde durmakla kalmıyor aynı zamanda adeta yanıp sönen bir disko topu gibi davranıyor. Bu da haliyle insanları hayli rahatsız ediyor.  Twitter’da bir kullanıcı ışığın doğrudan yatak odasına girdiğinden duyduğu rahatsızlığını dile getirdi.Bina Teftiş Departmanı sözcüsü Patrick Hannan’a göre, değiştirilen tabelaların “binanın tarihi doğası” ile tutarlı olduğundan emin olmak için bir izin gerekiyor. Hannan bir e-postada, “Bu tabelanın yerleştirilmesi için planlama incelemesi ve onayı da gerekli. Belediye bu konu hakkında şikayette bulunuyor ve soruşturma başlatılıyor” dedi.

7 otomobil devi elektrikli araçlar için bir araya geliyor: Şarj sorunu tarih oluyor!

 Trafikte dolaşan elektrikli otomobil sayısı her geçen gün artarken, şarj istasyonlarına olan ihtiyaç da yükseliyor. Şarj istasyonları konusunda elektrikli otomobil üreticileri ise önemli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmaların belki de en büyüğü ise bugün duyuruldu.

7 otomobil üreticisi elektrikli araçlar için güçlerini birleştiriyor

BMW, GM, Honda, Hyundai, Kia, Mercedes-Benz Group ve Stellantis yaptığı açıklama ile elektrikli otomobillerin benimsenmesinin hızlanması adına Kuzey Amerika’da şehirler ve otoyollarda yeni bir “yüksek güçlü” şarj cihazı ağı sunmak için güçlerini birleştirdiklerini duyurdu.

elektrikli otomobil şarj ortaklığı

Bu 7 dev otomobil şirketi, şarj cihazları ağını hızlı bir şekilde geliştirmek ve uygulamak için federal ve eyaletten de destek beklediğini ifade ediyor. Ortaklık sonucunda ortaya çıkacak olan şarj ağı sisteminin her markadan elektrikli otomobili desteklemesi hedefleniyor.Son yapılan araştırmalara göre ABD’de 2,3 milyon elektrikli araç bulunuyor. Buna karşılık DC hızlı şarj istasyonu sayısı ise saece 32 bin. Bir başka deyişle, her 72 araç için 1 adet DC hızlı şarj sistemi bulunuyor. 2030 yılına gelindiğinde ise ABD’de elektrikli otomobil sayısının 30 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Bu yüzden gelecekte elektrikli otomobil şarj istasyonları çok daha büyük önem taşıyacak.

Elektrikli araçların gelecekte çok daha fazla yer alacağını ifade eden 7 otomobil şirketi ise şimdiden çalışmalara başlamış durumda. Elektrikli otomobil şarj istasyonu için bir araya gelen 7 şirket 2023 yılı bitmeden 30 bin DC hızlı şarj istasyonu kurma hedefinde.

Elektrikli otomobillerin şarj istasyonunda yaşadığı sıkıntıları çözmek isteyen şirketler ayrıca istasyonlara sağlanan elektriğin yüzde 100 oranında yenilenebilir enerji ile çalışacağını duyurdu. Şirketler böylece elektrkli araçların CO2 emisyonunu gerçek anlamda sıfıra düşürme hedefinde.

7 otomobil şirketinin birleşmesi ile elektrikli otomobillerin olası şarj sorunu da ortadan kalkacaktır. Şirketlerin ilerleyen dönemde bu ortaklıkları diğer ülkelere de taşıması bekleniyor. Peki siz elektrikli otomobil modelleri ve şarj istasyonu sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.