21 Ekim 2017 Cumartesi

Microlight Hava Aracı Nedir? (Özellikleri, Lisansı)

Microlight, sportif ve hobi amaçlı motorlu hafif hava aracıdır. Adrenalin tutkunlarının gözdesi bir araçtır. Motoru dursa bile süzülerek iniş yapabilir. Microlight, ultralight veya “motorlu yelken kanat” olarak da bilinen, sportif ve hobi amaçlı motorlu hafif hava aracıdır. Çok Hafif Hava Aracı (ÇHHA) sınıfına giren microlight, tek veya iki kişilik olabilir. Açık veya kapalı kokpiti bulunan mikrolightlar, Zodyak bot takılarak denizden de iniş ve kalkış yapabiliyor. Hatta kayak takıldığında iniş ve kalkışlar için karlı zeminleri bile kullanabiliyor. Adrenalin tutkunlarının gözdesi olan microlight, sınıfının en güvenli hava araçlarından biridir. Motoru dursa bile süzülerek inebilir. Kanatları, yarasa kanatlarına benzeyen microlight ile uçmak istiyorsanız makalemize göz atmanızı tavsiye ederiz. 

Tanım

Microlight, 1970 yıllarda kendi imkânlarıyla uçmak isteyen adrenalin tutkunu insanların Avrupa’da geliştirdiği hava araçlarının bir türüdür. 1970’li yıllarda yüksek bir yamaçtan planör benzeri gergin brandalarla uçmaya çalışan ve havada kalmayı başaran uçma meraklısı insanların zamanla motor kullanarak geliştirdiği bir araçtır. 1980’li yıllarda Fransa’da delta ve yelken kanatlı araçlar geliştirilmiştir.
Microlight, genellikle açık kokpite sahip, bir veya iki kişilik motorlu bir hava aracıdır. İki veya 4 parçalı olan pervanesi kokpit üstünde veya arkada olabilir. Genellikle üç tekerlekli “trike” adı verilen bir şaseye sahiptir. “Motorlu delta kanat” (hang glider) olarak da bilinir. Küçük bir uçak görünümündeki türü, performans bakımından daha güçlü bir modeldir ve kapalı bir kokpite sahiptir. Microlight kullanan pilotlar, “UPL-M” türü lisansa sahiptir.

Özellikleri

Microlightlar, kanat, gövde, trapzen ve motordan oluşan güvenli bir hava aracıdır. Motoru dursa bile kanatlarının yapısı sayesinde süzülerek inebilir. Uçuş ağırlıkları en fazla 450 kilogramdır. Küçük motoru, hava veya su soğutmalıdır. Motoru genellikle 80 beygir gücündedir. 52 ila 105 beygir gücünde mikrolightlar da vardır. Motorları, otomobil benzini ile çalışan 2 veya 4 zamanlı motorladır. Yakıt depoları yaklaşık 50 litreliktir. Kokpitteki panelde altimetre, hız göstergeleri, devir saati gibi standart bir uçakta bulunması gereken bütün göstergeler bulunur. Bazı modellerinde GPS sistemi ve telsiz gibi cihazlar da bulunabilir.
İki kişilik microlightın kokpitinde pilot koltuğu önde, yolcu koltuğu arkadadır. İki farklı kumanda sistemi sebebiyle hem pilot hem de yolcu kumanda edebilir. Pilot ile yolcu, yüksek ses ve rüzgârdan dolayı kask takmak zorundadır. Kasktaki telsiz sistemi ile konuşabilirler. Havada 3 ila 5 saat kalabilir. Seyir hızı 80 knottur. Gerekli izinler alındığında 5 bin feette uçabilir. 100 ila 400 metre uzunluğundaki beton veya sert toprak zemine iniş ve kalkış yapabilir. Gövdesi, hafif ve sağlam alaşım metallerden yapılmıştır. Gövdeye monte edilmiş ikisi arkada, biri önde 3 tekerlek bulunur. Yüksekliği 3 ila 4 metre civarındadır. Havada 80 ila 150 metre hıza ulaşabilir.
Kanatları, hafif ve dayanıklı alaşım metallerden üretilen 10 ila 20 boru veya bardan yapılmıştır. Kanat büyüklüğüne göre barların yapıları da değişir. Kanat, gövdeye çelik pimlerle bağlanmıştır. Kanat açıklığı yaklaşık 10 metre ve yüzölçümü yaklaşık 15 metrekaredir. Kanatlarının üzeri, uçmaya ve süzülmeye uygun sağlam ve kalın kumaşla kaplıdır. Kanat, trapezle hareket ettirilir. Trapez ileri itildiğinde araç yükselir, geri çekildiğinde alçalır. Trapez sağa çevrildiğine sola; sola çevrildiğinde ise sağa manevra yapılabilir.
Microlightın denizden havalanan modeline “microlight boat” adı verilir. Bu altında bulunan Zodyak tipi bot sebebiyle havadayken hava akımları sebebiyle dengesizlik veya sarsıntı yaşanabilmektedir. Deniz üzerinde fazla yükselmeden uçan bu model, alternatif bir adrenalin seçeneğidir. 

Microlight ve Ultralight Arasındaki Fark Nedir?

Microlight, ultralight kategorisindeki hava araçları içinde bulunsa da teorik bazı farklar dışında pratikte farkları yoktur. Birçok ülkede mikrolighta, "ultralight" adı verilmektedir. Türkiye, Hindistan, Yeni Zelanda ve İngiltere'de "ultralight" yerine "microlight" tanımı kullanılmaktadır.
Microlight, birçok ülkede maksimum kalkış ağırlığı 450 kilogramın altında olan hava araçlarını tanımlayan "ultralight" kategorisinde bulunan bir hava aracıdır. Ultralight araçlarda, balistik paraşüt için yüzde 5, iniş ve kalkış dizaynları için de ekstra yüzde 10 ağırlık limiti bulunur. Microlight gibi hafif hava araçları benzer türlerinden ayıran özelliği ağırlıklarıdır. Bu ağırlıklarına, maksimum kalkış ağırlığı denir (Maximum Take Off Weight - MTOW). MTOW, hava aracını kullanan pilot, yolcu, yakıt ve diğer ağırlıklar dahil ağırlıktır. 5900 kilogram kalkış ağırlığı altındaki hava araçlarına "hafif hava aracı" denir. Birçok hava aracı bu ağırlığın altında olduğu için kullanım amacı ve büyüklüklerine göre alt sınıflara ayrılmıştır. 

Microlight Lisansı

Türk Sivil Havacılık Mevzuatı'na göre motorsuz çok hafif hava araçları için bir lisans gerekmiyor. Motorsuz hava araçları ile pilotlar eşliğinde uçuş gerçekleştirilebilir. Ancak, microlight gibi motorlu çok hafif hava araçları için en az Ultralight Pilot Lisansı (UPL) gerekiyor. Hususi Pilot Lisansı (Private Pilot License - PPL) sahibi kişiler, birkaç saat uçuş ve ilgili mevzuatta belirlenen kuralları yerine getirdikleri takdirde UPL lisansı alabilir. UPL ile yalnızca ultralight sınıfındaki hava araçlarının (microlight gibi) pilotluk lisansı alınmış oluyor.
Maksimum kalkış ağırlığı 450 kilogram üzerinde olan hava araçları için kaç kişilik olduğuna bakılmaksızın PPL gerekmektedir. Mikrolight için, "UPL-M" sınıfı bir lisans veriliyor. Microlight uçuş lisansı, 1 veya 2 haftada 25 saatlik bir uçuşla alınabilmektedir. Lisans için eğitim ücretleri şirketlere göre 10 ila 15 bin lira arasında değişmektedir. UPL ve PPL lisanları, Türk Hava Kurumu başta olmak üzere bazı sivil havacılık şirketleri tarafından verilmektedir. Lisanslama ile ilgili kanuni hükümler Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından belirlenmiştir. Sivil Havacılık Kanunları gereği motorlu bir hava aracı olması sebebiyle tüm yetkilendirme, kontrol ve denetleme otoritesi de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’dür. 

Bunları Biliyor musunuz?

  • Microlightların süzülme oranları iyi düzeydedir. Ancak rüzgârlı havalarda microlight ile uçmak pek tavsiye edilmez.
  • Microlightlar, planör gibi sessiz araçlar değildir. Özellikle açık kokpitte uçanlar motor sesi ve rüzgâra maruz kalır.
  • Microlight, yamaç paraşütü gibi motorsuz hava araçlarını kullanmak isteyenler için “hazırlık” amacıyla tecrübe edilmesi tavsiye edilen bir araçtır.
  • Kanatları, yarasa kanatlarından esinlenilerek yapılmıştır.
  • Tekerlekleri yerine bot takılırsa denizden, kayak takılırsa karlı veya buzlu zeminlerden iniş kalkış yapabilir.
  • Microlight fiyatları, model ve özelliklerine göre 10 ila 30 bin avro arasında değişmektedir.
  • Mikrolight gibi çok hafif hava araçları, Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gibi vergilere tabidir. Türkiye'deki microlight KDV oranı yüzde 18'dir.
  • Motorlu çok hafif hava araçları ile eğitim sonrası lisans alındığı için yasaların izin verdiği hava sahalarında uçulabilir. Bunun için kalkış ve iniş yeri, mürettebat bilgisi, sefer süresi gibi bilgileri içiren "uçuş planı" formunun en yakın hava alanı kule görevlilerine faks veya elden teslim edilmesi gerekmektedir.
  • Çok hafif hava araçları, "kontrollü meydan" olarak tabir edilen hava alanları dışında, uygun herhangi bir alandan uçuş planında koordinat bilgileri yazılarak iniş ve kalkış yapılabilir. Kalkıştan önce rota, meteoroloji gibi bilgiler kontrol edilmelidir. "NOTAM" olarak adlandırılan uçuşa yasak bölgeler kullanılmamalıdır.

18 Ekim 2017 Çarşamba

Trabzonspor

Rıza Çalımbay geldi, Emre Aksoy istifa etti!

Trabzonspor Mali İşler Koordinatörü Emre Aksoy, teknik direktörlük görevine Rıza Çalımbay’ın getirilmesine tepki gösterdi, kulüpteki görevinden ve yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı.Yazılı bir açıklama ile görevinden ve yönetimden istifa ettiğini bildiren Aksoy, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:


"Trabzonspor gibi büyük bir kulüpte, Trabzon kentinin en büyük camiasında, insanların her gün düşündüğü, konuştuğu bir takımda yöneticilik yapma onuruna nail olduk. Bugün geldiğimiz noktada, yöneticiliğin yönetememek olduğunu görmekteyim. Hataları hatalarla çözmeye çalışmak, akıl ve el birliğiyle hareket etmemek Trabzonspor’un geleceğiyle oynamaktır. Ersun Yanal’ı takımın başına getirilmesi en başından yanlış bir tercihti. Sezon başında hoca değişikliğine gidilmesi gerekiyordu, yapılan yanlışlar düzelir düşüncesiyle devam ettik. Beklenen yine olmadı. Son alınan kararla Ersun Yanal’ın yerine Rıza Çalımbay getirildi. Çalımbay iyi bir hoca, iyi bir insan olabilir. Trabzonspor ile başarılı bir performans sergileyebilir. Ancak bu gibi kararlar, Trabzonspor’un geleceğini etkileyecek hamleler yönetim kurulunun ortak aklıyla yapılmalı. Ne yazık ki bu yapılmadı."
"ÇALIMBAY DOĞRU TERCİH Mİ?"

Şampiyonluğu hedefleyen Trabzonspor’da Rıza Çalımbay’ın doğru bir tercih olup olmadığını sorgulayan Aksoy’un açıklamalarına şöyle devam etti:
"Trabzonspor’un çok iyi bir kadrosu var. Kaliteli oyunculardan kurulu bir kadro oluşturuldu. Çok büyük paralar harcandı. 50’nci yılda şampiyonluk hedefi koyduk. Liderin puan olarak gerisinde kalan bir Trabzonspor olabilir fakat ligde üst sıraları ilgilendiren maçlar daha yeni başlıyor. Biz şampiyonluktan ümidimizi kesmiş gibi Rıza Çalımbay’ı takımın başına getirdik. Hedef şampiyonluksa Rıza hoca doğru tercih mi? Şampiyonluktan uzaklaştıysak Rıza hoca tek tercih mi? Bu şehrin yetiştirdiği değerler var, o değerler Türkiye’nin dört bir yanında teknik direktörlük yapıyor. Onlardan biri olabilirdi."

"TRABZONSPOR’A BAŞARILAR DİLİYORUM"

Camianın ve taraftarın takımın gidişatına haklı tepkileri olduğuna dikkat çeken Aksoy, "Onları anlıyor ve hak veriyorum. 1461 Trabzon’a da seçim öncesi koyduğumuz hedeflerin hiçbiri gerçekleştirilmediği gibi 2 sezon üst üste küme düştü. Başarı için geldik ancak somut bir adım atılmadı. Yönetim anlayışını ortak akla dönüştüremedik. Yönetim kurulu olamadığımız, ortak kararlar alamadığımız yerde durmanın bir anlamı da yok. Ben kendi adıma camiamızdan ve taraftarlarımızdan özür diliyor ve müsaade istiyorum. Bugün itibariyle Trabzonspor’daki görevimi ve yönetim kurulu üyeliğimi bırakıyorum. Kulübümüze can-ı gönülden başarılar dilerim” diyerek açıklamasını noktaladı.

Beşiktaş

(ÖZET) Monaco-Beşiktaş maç sonucu: 1-2

Şampiyonla Ligi G Grubu'nda ülkemizi temsil eden Beşiktaş, gruptaki 3. maçında Monaco ile deplasmanda karşılaştı. Mücadelede Siyah Beyazlılar, 1-0 geriye düşmesine rağmen Cenk Tosun'un devreye girmesi ile mücadeleden 2-1'lik üstünlük ile ayrıldı ve grupta 3'te 3 yaparak puanını 9'a çıkardı. Beşiktaş bu sezon Devler Ligi'nde tarih yazmaya devam ediyor. Şampiyonlar Ligi G Grubu 3. maçında deplasmanda Fransız ekibi Monaco'nun konuğu olan Siyah Beyazlılar mücadelede 1-0 geriye düşmesine rağmen sahadan 2-1'lik galibiyetle ayrıldı ve gruptan çıkma adına önemli bir 3 puanı hanesine yazdırdı. Kartal'ın bu galibiyeti Türk futbol tarihinin de en önemli galibiyetleri arasındaki yerini şimdiden aldı.


Beşiktaş'ın golleri son dönemdeki performası ile parmak ısırtan Cenk Tosun'dan 34 ve 54. dakikalarda geldi. Monaco'nun tek golü 30'da Falcao'dan geldi.

Alınan bu sonuçla Beşiktaş puanını 9'a çıkarttı. Monaco ise 1 puanda kalarak kötü gidişatını sürdürdü.

Maçtan önemli anlar

Mücadele başlar başlamaz Monaco yarı sahasına atılan bir uzun topta Cenk Tosun ve Kamil Glik hava topunda çarpıştı. İki isim kısa süre yerde sakatlık geçirdi. Hakem Mazic Fransız ekibi lehine faul kararı verdi.

5. dakikada Beşiktaş Cenk Tosun ile gole çok yaklaştı. Caner Erkin sol kanattan içeriye ortaladı. Hava topuna yükselen Fabinho ile Cenk Tosun oldu. Top kalenin üstünden auta gitti ve iki isim bir anda yerde kaldılar. Hakem Mazic ise yeniden Monaco lehine faul kararı verdi ve Cenk'in faul yaptığını belirtti.Monaco uzaktan denedi

9. dakikada ceza sahası dışı sol çaprazdan kaleye uzak mesafeden Radamel Falcao kaleye şutunu gönderdi ancak top kaleci Fabri'de kaldı. 12'de ceza yayının sol tarafından Youri Tielemans'ın yerden çektiği şutu kaleci Fabri zorlanmadan kurtarmayı başardı.

Fabri mükemmel çıkardı

16. dakikada Keita Balde Beşiktaş yarı sahasında topla buluştu ve seri hareketlerle ceza sahasına doğru yöneldi. Tosic'ten sıyrılan genç oyuncuyu Pepe durdurdu ve hakem tecrübeli savunmacıyı sarı kartla cezalandırıldı. Sağ çaprazdan kullanılan serbest vuruşu Lemar kullandı. Fabri topu mükemmel bir şekilde kurtardı ve kornere çelmeyi başardı.

Atiba gole yaklaştı

Mücadelede dakikalar 21'i gösterdiğinde Quaresma sağ kanattan serbest vuruşu kullandı. Portekizli oyuncunun ceza sahasına gönderdiği ortaya Atiba bekletmeden vurdu ve kaleci Subasic aynı güzellikte topu çıkarmayı başardı.

25'te Joao Moutinho'nun kafa pasıyla ceza sahası içi sol çaprazında topu bir anda önünde bulan Radamel Falcao, sol ayağıyla şutunu çekti ancak top yan ağlarda kaldı.Dönen top gol oldu

28. dakikada Beşiktaş gole çok yaklaştı ! Anderson Talisca'nın pasıyla ceza sahası içi sol tarafında topla buluşan Ryan Babel, kaleye çok sert bir şut çekti ancak Jemerson Jesus'a çarpan top direğin hemen üstünden kornere çıktı. Bu pozisyonun hemen ardından top Monaco'unun kontrolüne geçti. 30'da orta alanda topla buluşan Keita Balde, pasını Radamel Falcao'ya attı. Falcao ceza alanı içi sol çaprazında topu sağına çektikten sonra yerden şutunu çekti ve top Fabri'nin yanından ağlarla buluştu.

Cenk Tosun yükselen performansını devam ettirdi

34'te Quaresma'nın sağ taraftan kestiği harika ortaya ceza sahasında Cenk şık bir kafa vuruşu yaptı ve topu ağlarla buluşturdu. Temsilcimiz Beşiktaş skorda dengeyi sağladı. Siyah Beyazlılar'ın son dönemdeki en formda isimlerinden biri olan Cenk Tosun, yükselen performansını bu maçta da sürdürdü.

38. dakikada Tolgay Arslan, rakibi Radamel Falcao'ya yaptığı faul sonrasında sarı kart ile cezalandırıldı.

40'ta Ceza yayının hemen solunda Youri Tielemans, sağ ayağıyla plase bir vuruş yapıyor fakat top Fabri'de kaldı. 42. dakikada ceza sahası içi sağ çaprazında Radamel Falcao'nun çektiği şut Beşiktaş savunmasından geri geldi.

Mücadelenin ilk yarısında başka gol olmadı ve ekipler soyunma odasına 1-1'lik eşitlikle gitti.

2. yarıya da iki takım orta sahada daha kontorllü bir şekilde oyuna başladı. İki ekip de top kayıpları yaptı. 49'da avantaja bırakılan pozisyonda Monaco'luKeita Balde sarı kart ile cezalandırıldı.

Cenk görev başında

54. dakikada Beşiktaş'ta Tolgay Arslan'ın direkten dönen topunu iyi takip eden Ryan Babel, Cenk Tosun'a çıkardı. Golcü futbolcu düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi ve hem kendisinin hem de takımının 2. golünü kaydetti.

Talisca şansını denedi

Monaco teknik direktörü Jardim oyundaki ilk değişikliğini 57. dakikada gerçekleştirdi. Tielemans yerine oyuna dahil olan isim Lopes oldu. 60'ta Ricardo Quaresma'nın pasıyla ceza sahası dışı sağ çaprazda topla buluşan Anderson Talisca, şutunu çekti ancak top doğrudan auta gitti.

62. dakikada kaleye çok uzak mesafeden Almamy Toure'nin çektiği şut farklı şekilde üstten auta çıktı. 65'te sağ kanatta topu iyi getiren Rony Lopes pasını penaltı noktasının gerisine doğru gönderdi. O noktada Thomas Lemar topun gelişine şutunu çekti fakat top savunmamızdan geri döndü. Orta sahada Beşiktaş üstünlüğü bu dakikalarda Fransız ekibine kaptırdı. 67'de Rony Lopes'in kaleyi cepheden gören bir noktadan çektiği zayıf şut kaleci Fabri'de kaldı.

69. dakikada Ryan Babel'in sağ kanada bıraktığı topu önüne alan Ricardo Quaresma, çaprazdan sert bir şut çekti fakat kaleye paralel giden bu şut auta çıktı. Mücadelede dakikalar 71'i gösterdiğinde ceza sahası dışı sol çaprazdan Radamel Falcao'nun çektiği şut Pepe'ye çarpıp kornere gitti.

Oğuzhan oyuna girer girmez pozisyona girdi

74'te Şenol Güneş oyuna müdahalelerde bulundu ve 2 değişiklik birden yaptı. Atiba yerine Medel, Talisca'nın yerine de Oğuzhan Özyakup oyuna dahil oldu. Oyuna girer girmez Oğuzhan Özyakup, Monaco ceza sahası içerisinde topla buluştu ancak kaleci Subasic pozisyonda başarılıydı.

79'da Monaco oyuncu değişikliği hakkını kullandı. Gabriel Boschilia, Djibril Sidibe'nin yerine oyuna dahil oldu.

Son dakikalarda Siyah Beyazlılar Monaco'yu kendi sahasında savunmaya kararlı bir görüntü sergiledi. Savunma olarak iyi iş çıkaran Pepe ve Tosic başarılı bir performans gösterdi. 88. dakikada günün kahramanı Cenk Tosun yerini Negredo'ya bıraktı ve Şenol Güneş 3. değişiklik hakkını kullandı.

Mücadele 2-1 Beşiktaş'ın üstünlüğü ile sona erdi

Monaco'nun 11'i:

Subasic, Sidibe, Glik, Jemerson, Almamy Toure, Moutinho, Fabinho, Tielemans, Lemar, Falcao, Keita Balde

Yedekler: Benaglio, Jorge, Diakhaby, Meite, Lopes, Raggi, Boschilia

Beşiktaş'ın 11'i:

Fabri, Adriano, Pepe, Tosic, Caner Erkin, Atiba, Tolgay Arslan, Quaresma, Ryan Babel, Talisca, Cenk Tosun

Yedekler: Tolga Zengin, Mirtovic, Negredo, Oğuzhan Özyakup, Medel, Jeremain Lens, Gökhan Gönül


Maçtan notlar

Taraftar götürülmedi

Beşiktaş’ın Monaco ile yaptığı maça siyah-beyazlı taraftarlar alınmadı.

Siyah-beyazlı kulübün yönetim kurulunun aldığı karar gereği deplasman takım tribünü boş bırakıldı. Sadece Türk pasaportu olan taraftarlara Monaco tribününde de bilet satılmadı.

Yalnız Monako ve 80 kilometre çapındaki alanda ikamet eden ve Fransa pasaportu olan Türk taraftarlar, maçı tribünden izleyebildi. Çevre ülkelerden gelen ve Türk pasaportu haricinde pasaportu bulunan taraftarlar da biletleri olmasına rağmen stada giremedi.

Stat çevresinde görevli güvenlik güçleri, üzerinde Beşiktaş forması veya tişörtü olan taraftarlardan kıyafetlerini değiştirmesini istedi.

Geçen sezon UEFA Avrupa Ligi çeyrek finalinde Fransa’nın Olympique Lyon takımıyla deplasmanda yapılan maçta çıkan olaylar nedeniyle UEFA, iki kulübe de 1’er sezon Avrupa’dan men cezası verdi ve bu cezaları 2 yıl süreyle erteledi.

Siyah-beyazlı kulübün yöneticileri, taraftar olayı çıkması ve cezanın uygulanması riskine karşın Avrupa maçlarına taraftar götürmeme kararı almıştı. Beşiktaş Kulübünün resmi internet sitesinden maç öncesi konuyla ilgili farklı dillerde uyarıda bulunuldu.

Lucescu ve Deschamps tribünde

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Mircea Lucescu ve Fransa Milli Takımı Teknik Direktörü Didier Deschamps karşılaşmayı tribünden izledi. Lucescu ve Deschamps’ın yanı sıra Beşiktaş’ın eski teknik direktörlerinden Jean Tigana da tribünde yer aldı.

Beşiktaş deplasmanda "dalya" dedi

Siyah-beyazlı ekip, Monaco karşılaşmasıyla Avrupa kupalarında 100. dış saha maçına çıktı. Beşiktaş, Avrupa’da dış sahada yaptığı 99 mücadelenin 23’ünü kazanırken, 19 deplasman maçını berabere tamamladı. Beşiktaş, konuk olduğu 57 müsabakada ise rakiplerine yenildi. Dış sahada 112 kez rakip fileleri havalandıran Beşiktaş, kalesinde 184 gol gördü.

Stat boş kaldı

Monaco ile Beşiktaş arasında oynanan karşılaşmaya ev sahibi takım taraftarları ilgi göstermedi. Yaklaşık 19 bin kişilik II. Louis Stadı’nda oynanan karşılaşmada tribünlerin büyük bölümü boş kaldı. Mücadeleyi yaklaşık 8 bin futbolsever tribünden izledi.

Kaptan Atiba

Beşiktaş’ta mücadeleye Atiba Hutchinson kaptan olarak çıktı. Kanadalı futbolcu, birinci kaptan Oğuzhan Özyakup’un yokluğunda kaptanlık pazubandını taşıdı.

Monaco’dan Beşiktaş’a yemek

Monaco Kulübü, karşılaşma öncesinde Beşiktaş Kulübü temsilcileri ve UEFA delegelerine yemek verdi.Yemekte siyah-beyazlıların genel sekreteri Ahmet Ürkmezgil ile genel koordinatör Levent Çifter ve futbol A takım direktörü Ali Naibi yer aldı. Yemekte karşılıklı olarak çeşitli hediyeler takdim edildi.

Fenerbahçe

Bursaspor Fernandao’da ısrarlı

Bursaspor Futbol Şube Sorumlusu Hasan Parlakay, ara transfer döneminde bir sağ bek ve bir santrforu kadrolarına katmak istediklerini belirterek, "Şener Özbayraklı ile ilgili bir temasta bulunmadık. İşin açıkçası bir görüşmüşlüğümüz, bir fikir alışverişi yapmışlığımız yok ama bizim bir sağ beke ihtiyacımız var; bu Şener olur, başkası olur bilmiyorum. Fernandao istediğimiz bir futbolcu'' dedi. Parlakay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Süper Lig’in 8. haftasının kapanış maçında 3-1 kazandıkları Osmanlıspor maçında teknik direktör Paul Le Guen’in yeni bir oyun sistemi denediğini söyledi.


Bu sistemde takımın nasıl bir reaksiyon göstereceğini bilmediklerini anlatan Parlakay, "Buna karşın takım iyi bir reaksiyon gösterdi. Daha da iyi olacağını düşünüyoruz. Net bir skor aldık. Taraftarımıza teşekkür ediyoruz. Takımlarına çok güzel destekte bulundular. Bu tarz destekte bulunmalarını istiyoruz kendilerinden." diye konuştu.

Parlakay, ligde son iki hafta Galatasaray ve Kayserispor karşısında aldıkları mağlubiyetlerin ardından Osmanlıspor maçının kendileri açısından büyük önem taşıdığını dile getirerek, bu karşılaşmayı kayıpsız atlatmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti.

Bu hafta Sivasspor ile karşılaşacaklarını aktaran Parlakay, "Sivas’a kazanmaya gideceğiz. Ben sezon başında ’Bursaspor her maçını galibiyet için oynar. Yeniliriz, yeneriz, sonuç ne olur bilmem ama taraftarımızı mutlu edecek skorlar alacağız, taraftarımızı mutlu edecek oyun oynayacağız.’ demiştim. Sivasspor maçında da aynısını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Parlakay, takımdaki eksikliklerin farkında olduklarını, ara transfer döneminde söz konusu mevkiler için takviye yapmak istediklerini vurgulayarak, bununla ilgili çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Şener ve Fernandao konusu

Parlakay, Fenerbahçe’de forma giyen eski oyuncuları Şener Özbayraklı ve Brezilyalı golcü Fernandao için ara transfer döneminde girişimde bulunacaklarına yönelik iddialarla ilgili "Şener Özbayraklı ile ilgili bir temasta bulunmadık. İşin açıkçası bir görüşmüşlüğümüz, bir fikir alışverişi yapmışlığımız yok ama bizim bir sağ beke ihtiyacımız var; bu Şener olur, başkası olur bilmiyorum. Bir sağ bek daha düşünüyoruz. Fernandao istediğimiz adam. Bunun dışında takip ettiğimiz başka oyuncular var. Önümüzdeki sene için birkaç hamle yapabiliriz ocak ayında." diye konuştu.

"Ne gerekiyorsa yapacağız, yapmak zorundayız"

Sezon sonunda sözleşmesi bittikten sonra ülkesine döneceğini açıklayan takım kaptanı Pablo Martin Batalla’nın en az bir sene daha takımda kalmasını çok istediklerini ifade eden Parlakay, bunun için deneyimli oyuncuyla görüşeceklerini belirtti.

Kulüp Başkanı Ali Ay ve teknik direktör Paul Le Guen’in de Batalla’nın bir sene daha takımda kalması yönünde açıklamaları bulunduğunu hatırlatan Parlakay, şunları kaydetti:

"Biz Pablo ile geldiği ilk gün görüştük. Pablo bize ’Ben son senemi geçirmek istiyorum. Benim bir hayalim var, ülkemde arkadaşlarımla amatör takımda futbol oynamak istiyorum.’ dedi. Biz tabii buna saygı duyacağız, duymak zorundayız ama bizim için Pablo’nun ne kadar önemli olduğunu her maç daha iyi görüyoruz. Batalla’nın bir sene daha oynaması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Dünkü maçta herkes görmüştür. Kafası sarılı şekilde maçı tamamladı. Soyunma odasındaki halini görseydiniz oturup ağlardınız. Orada dikiş attılar. Kemiğini görüyorduk. Ona rağmen orada oynadı. Müthiş bir profesyonel. ’Bu maç oynayamaz’ değiniz maçlarda o sakat haliyle oynuyor. İnanılmaz biri. Ne gerekiyorsa yapacağız, yapmak zorudayız."

"Statta 17 bin kişi olduğuna emin misiniz?"

Parlakay, taraftarın yönetime, futbolcuya tepki gösterebileceğini ancak burada Bursaspor’un önemli olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Herkes Bursaspor’a destek vermek zorunda. Taraftarımız her zaman bize desteğini gösteriyor. Son olarak Osmanlıspor maçında 17 bin kişi yanımızdaydı ve müthiş destek verdiler takımlarına. Soyunma odasında Le Guen, ’Statta 17 bin kişi olduğuna emin misiniz? İnanılmaz bir atmosfer vardı. Herkes inanılmaz, deli gibi bağırıyordu.’ dedi. Bursaspor taraftarı bu. Herkesin bir kere ya burada top oynaması ya da burada maç izlemesi gerekiyor. O zaman tarafarın ne olduğunu herkes daha iyi anlar. Onun için her zaman taraftarımızı yanımızda görmek istiyoruz."

Galatasaray

Galatasaraylıların unutamadığı o gün! Bir sağ, bir sol köşe...

Galatasaray'ın son yıllarda Fenerbahçe karşısında elde ettiği önemli galibiyetlerden biri de Sneijder'in son dakikalarda attığı iki golle elde edilen 3 puandı. 2014/2015 sezonu... Prandelli yönetiminde Galatasaray, lige iyi başlayamamış ve gelecek adına taraftarına hiç umut vermeyen bir futbol oynuyordu. 

Ancak...88. dakikada Cim Bom'un Hollandalı yıldızı Wesley Sneijder sahneye çıktı. Önce sol ayağına topu alan Hollandalı daha sonra arkadaki boşluğu görerek sağ ayağıyla şut çekme kararı aldı ev uzaklardan Volkan Demirel'i harika bir golle avladı. Bu golden iki dakika sonra ise Fenerbahçe beraberlik golünü ararken kontratağa çıkan Sarı Kırmızılılar'da Sneijder, bir süre topu sürdükten sonra sağ ayağıyla harika bir şut daha çıakrdı ve bu kez Volkan'ın solundaki köşeden ağları buldu.  Cim Bom, yıldız oyuncusunun bu harika iki golüyle bir anda 2-0'lık üstünlüğü yakalamış oldu. Son dakikalarda ise Alper Potuk Fenerbahçe adına farkı bire indirmişti. Bu galibiyet Galatasaray'a bambaşka bir hava katarken daha sonra Prandelli'yle yollar ayrılmış, Sarı Kırmızılılar ise Hamza Hamzaoğlu yönetiminde 4. yıldızı göğsüne takmıştı.

Malazgirt Meydan Savaşı

Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt Meydan Savaşı hakkında bilmek isteyeceğiniz birçok soruyu bu yazımızda cevaplandırdık. Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan ile Bizans İmparatoru Diyojen (Diogenes) arasında Anadolu topraklarının esas sahibini belirleyecek savaştır. Bütün kaynaklarda “Türklere Anadolu’nun kapılarını açan savaş” olarak geçen Malazgirt Meydan Savaşı, sebepleri ve sonuçları ile tarihin seyrini değiştirmesi bakımından önemli bir yere sahiptir. 26 Ağustos 1071 yılında Sultan Alparslan’ın zaferi ile sonuçlanan Malazgirt Meydan Savaşı, sonrasında Sultan Alparslan emrindeki komutanlar Anadolu’nun Türkleşmesinde büyük rol oynayacaktır. Malazgirt zaferinden sonra kurulan Türk beylikleri hakkında bilgi almak için “Anadolu’da Kurulan Türk Beylikleri” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz. Bu yazımızın sonunda; Malazgirt Meydan Savaşı kimler arasında yapıldı? Malazgirt Meydan Savaşı öncesi hazırlıklar nelerdir? Malazgirt Meydan Savaşı’na katılan orduların durumları nasıldı? Malazgirt Meydan Savaşı nasıl yapıldı? Malazgirt Meydan Savaşı sonrası neler oldu? Hilal taktiği nedir? gibi soruların cevaplarına ulaşabileceksiniz.

Malazgirt Neresidir?

Van Gölü’nün kuzeyinde bulanan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Muş iline bağlı Malazgirt ilçesi, tarihi dokusu bakımından önemli bir yerdir. İnsanlık tarihinin birçok döneminde farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Malazgirt isminin farklı kaynaklarda farklı varyasyonları mevcut olmakla birlikte Malazgirt isminin Urartular döneminden geldiği kabul edilen bir görüştür.

17 Ekim 2017 Salı

Planör Nedir? (Tarihi, Özellikleri, Eğitimi)

Planör, havanın uygun şartlarını kullanarak havalanabilen ve uzun süre uçabilen motorsuz hava aracıdır. Kanatları, havada kalmasını ve süzülmesini sağlar.

Planör, motorsuz ve hafif bir hava aracıdır. Kanat yapısı sebebiyle havalanan ve süzülebilen planör, uçmak ve adrenalin yaşamak isteyenlerin tercih ettiği bir araç. Pilotaj yeteneklerini, uçma dürtülerini geliştirme özelliği olan hafif bir uçak aynı zamanda. Sportif havacılığın en çok gelişme gösteren dallarından biridir. “Motorsuz uçak mı olur?” sorusu aklınıza gelebilir.  Hatta bu uçak kilometrelerce uçabilir ve saatlerce havada kalabiliyorsa ayrı bir şaşkınlık yaşayabilirsiniz. Gerçekten de böyle bir uçak var ve saatlerce havada kalabiliyor, kilometrelerce uçabiliyor. Farklı bir uçuş deneyimi yaşatan planörle 16 yaşından itibaren uçabilirsiniz. Planör eğitimleri Türkiye’de sadece Türk Hava Kurumu bünyesindeki İnönü Uçuş Eğitim Merkezi’nde yapılıyor. Hezârfen Ahmet Çelebi gibi kanat takıp Galata Kulesi’nden Üsküdar’a uçamayabiliriz; ancak planörlerle rahatlıkla ucuz bir uçuş keyfi yaşayabilirsiniz. 

Tarihi

Planörün tarihi 1800’lü yılların sonlarına kadar uzanıyor. 1871 yılında Alphonse Penaud, ilk defa yapısal dengeli bir model uçakla Paris’te 11 saniyede 40 metre uçurarak havacılıkta çığır açtı. “Phanophore” adını verdiği bu uçak, tarihteki ilk yapısal dengeli motorsuz uçaktır.
1886 yılında Alman mühendis Otto Lilienthal, icat etti planör tarzı kanatlarla Berlin yakınlarındaki bir tepe üstünden uçuş denemeleri yaptı. Denemelerinin birçoğunda başarılı oldu. Bu kanatlarla kilometrelerce uçmayı başaran Lilienthal, havanın yükseltme gücünü kullanarak uçan ilk kişidir. Bu bakımdan Lilienthal, “modern planörcülüğün babası” olarak anılır. Lilienthal, bir deneme uçuşunda düşerek hayatını kaybetmiştir.
Amerikalı bisiklet ustaları Orville ve Wilbur Wright kardeşler, 1900’lü yılların başlarında motorlu uçuş denemelerinden önce ön testlerde planör kullandı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) spor amaçlı planörler yapıldı. 1930’lu yıllarda planörlerin sportif kullanımı yaygınlaşmaya başladı. İkinci Dünya Savaşı’nda asker taşımak için askeri amaçlarla kullanıldı.
Türkiye’de ilk kez, 1935 yılında, Atatürk’ün talimatıyla Türk Hava Kurumu (THK) bünyesinde Planörcülük Okulu açıldı. Bu tarihten günümüze kadar THK bünyesinde planör eğitimleri verilmektedir.
“Planör” kelimesi, Fransızca “süzülerek uçmak” anlamındaki bir sözcükten türetilmiştir. Eski İngilizcede “glidan” olarak adlandırılmıştır. 

Özellikleri Nelerdir?

Planör, havadan ağır, motorsuz bir hava aracıdır. Ancak kalkacak kadar gücü olan ve gerektiğinde uçuşları uzatmak için kullanılan küçük motorlu planörler de vardır. Kanatlarının yapısı, aerodinamik verimliliği, pilot yeri ve kumandaları bakımından farklı türleri bulunuyor. Motorsuz planörlerin kalkışı başka bir motorlu uçak tarafından veya pist başındaki makara sistemi sayesinde sağlanıyor. Sabit kanatları, yapısı sayesinde kaldırıcı güç oluşturur. Uzun kanatları rüzgâr akımlarını yakalar, aracın havalanmasını ve süzülmesini sağlar.
Planörün havalanması için uzak bir noktadaki makaralı vince bağlı halatlar, planörü 120 kilometre hızla çekiyor ve planör kanat yapısının yardımıyla havalanıyor. Kalkış için bir uçak veya kara aracı da kullanılabiliyor. Daha masrafsız olduğu için genellikle vinçle kalkış yöntemi kullanılıyor. Sırt kalkış veya termal ısı yöntemleri ile yükselebiliyor. Bu sebeple sağlıklı bir uçuş için hava koşulları büyük önem taşıyor. Özellikle sıcak hava akımları daha kolay yükselmesini, havada daha çok kalmasını ve daha iyi süzülmesini sağlar.
Aracın ağırlığı yaklaşık 500 kilogram. Tek veya iki kişilik kapalı bir kokpiti bulunuyor. Motoruz olduğu için sessiz bir uçuş keyfi yaşatıyor. Planörlerde de, uçaklardaki gibi uçuş kontrol cihazları ve aletleri, iniş takımları ve yükseklik göstergesi (altimetre) gibi parçaları bulunuyor. Genellikle fiberglas, plastik ve kontrplak gibi hafif malzemelerden veya alüminyum gibi hafif alaşımlı metallerden üretiliyor. Gövdenin altındaki tek tekerlek iniş için yeterli oluyor. Yumuşak ve otlak alanlara iniş yapabiliyor. Planörler, saat 165 mil hız yapabiliyor. Havada kalışı ve ilerlemesi hava fileleri denilen parçalar tarafından sağlanıyor. Planörün ileri gidişi pozisyonunda oluşan hava fileleri, kanat üstü profil kesiti sayesinde kanat üstünde türbülans oluşturuyor. Kanat altı profil kesiti sebebiyle de hava fileleri kanat altında kaldırıcı güç oluşturuyor. Bu şekilde havada kalma ve ilerleme sağlanıyor. Kanat özellikleri sebebiyle çok kısa mesafede iniş ve kalkış yapabiliyor. Planör, genelde ovaları çevreleyen küçük tepeli bölgelerde daha verimli uçuş imkânı sağlar. Ovaları çevreleyen tepeler arasında ısınan bölgeden yükselen hava, soğuk bölgelere doğru akarken planörü iterek havalandırır. Bu şekilde uçuş sağlanır.
Türkiye’de planör uçuşları için en uygun bölgelerden biri Eskişehir’in İnönü ilçesi. İnönü’deki planör sahası, kuzey rüzgârlarının yükseldiği noktada bulunuyor. İnönü’de biri 90 metre, diğer 11 metre uzunluğunda iki planör pisti bulunuyor. 

Planör Pilotu Nasıl Olunur, Eğitimler Nelerdir?

Türkiye’de Türk Hava Kurumu bünyesindeki Eskişehir İnönü Havacılık Eğitim Merkezi’nde çeşitli tarihlerde başlangıç kursu, tekamül kursu ve ileri tekamül kursu açılıyor. Planör pilotluğunun başlangıcı niteliğindeki kursa katılabilmek için bazı şartları yerine getirmek gerekiyor. Öncelikle 16 yaşından gün almak gerekiyor. En az ilköğretim okulu mezunu olanlar; 1,55-1,90 metre boyunda, 45-90 kilogram ağırlığında olan kişiler başvuru yapabiliyor. Planörlük başlangıç kursu 18 gün sürüyor. Hava koşullarına göre kurs süresi uzayabiliyor. Kursa devamlılık mecburiyeti bulunuyor. Kurs boyunca 7 sorti uçuş yapılıyor. Kursiyerlere uçuş sırasında paraşüt takılıyor.
Başlangıç kursu için istenen belgeler şunlardır; öğrenim belgesi, nüfus cüzdan fotokopisi, adli sicil kaydı, başvuru dilekçesi, 6 adet vesikalık fotoğraf, ferdi kaza sigorta poliçesi (uçuş süresi boyunca), kan grubu belgesi, sağlık raporu (Beş hekim imzalı ve “uçuşa, atlayışa elverişlidir” ibaresiyle), 18 yaşından küçükler için veli/vasi imzalı muvaffakatname, 18 yaşından büyükler için taahhütname…
Planör pilotluğu lisans eğitimi için de 17 yaşını doldurmuş olmak gerekiyor. Teorik ve uçuş eğitimini tamamlayan pilot adayı için en az lise veya dengi okul mezunu olma şartı aranıyor. Yetkili kurumlarda sağlık raporu ve sağlık sertifikası alması gerekiyor. Planör pilotluğu lisans eğitimi için istenen belgeler şunlardır; öğrenim durum belgesi, nüfus cüzdan fotokopisi, adli sicil kaydı, başvuru dilekçesi, 6 adet vesikalık fotoğraf, ferdi kaza sigorta poliçesi (uçuş süresi boyunca), kan grubu belgesi…
Planör eğitiminde rüzgârlar, hava durumu, yerdeki havanın sıcaklığı (termal), bulut hareketleri gibi etkenler öğretiliyor. Bu bilgiler ne kadar iyiyse o kadar uzun süre havada kalabilirsiniz. Ayrıca, bu bilgiler sayesinde sağlıklı bir uçuş ve sarsılmadan iniş yapabilirsiniz. Bu sebeple, planörün meteoroloji bilgisi, motorlu bir uçağın pilotunun meteoroloji bilgisinden daha iyi olmalı.
Planörlük eğitiminde 24 saat hoca ile 6 saat de yalnız uçuş yapılıyor. Yalnız uçamayan veya yalnız uçmaya yeterli görülmeyen kursiyer, pilot lisansı alamıyor. Eğitimde ayrıca 50 saat teorik ders veriliyor. Eğitimde başarılı olabilmek için bu derslerden 75 ve üzeri puan almak gerekiyor. Teorik dersler şunlar; hava hukuku, hava aracı bilgisi, uçuş performansı ve planlama, insan performansı ve limitleri, meteoroloji, seyrüsefer, uçuş prensipleri, haberleşme usulleri, yelken-termik, ilk yardım, acil durum usulleri…
Planörlük eğitiminde dört safhada başarılı olmak gerekiyor. Bu safhaları başarı ile tamamlayan adaylar pilot brövesi takabiliyor. Uçuş safhalarını şöyle sıralayabiliriz;
  • Planör ‘A’ Brövesi Safhası: İntibak, basit-devamlı tesirler, düz uçuş, dönüş, iniş kalkış eğitimleri ile solo meydan turu uçuşu
  • Planör ‘B’ Brövesi Safhası: Çarpma rüzgâr ile irtifa alma eğitimi ve solo yelken uçuşu
  • Planör ‘C’ Brövesi Safhası: Kuru ve bulut termiği ile irtifa alma eğitimini ve solo termik uçuşu
  • Planör Pilot Lisansı Safhası: Çeker uçak/motorlu planör ile kalkış, seyrüsefer eğitimlerini ve lisans alma uçuşu. 

    Bunları Biliyor musunuz?

    • 1930 yılında Frank Hawks adlı Amerikalı bir pilot, “Texaco Eaglet” adlı planörle 8 günde San Diego’dan New York’a kadar uçtu. Hawks’ın bu uçuşu, planör etkinliklerinin yaygınlaşmasına ön ayak oldu.
    • Hava Harp Okulu öğrencileri, her yıl yaz kamplarında planör eğitimi alıyor. Geleceğin savaş uçağı pilotları, planörle yere farklı bir açıdan bakıyor ve farklı sorti imkânları buluyor.
    • Bazı planörler uzay aracı olarak, bazıları da askeri amaçlı savaşlarda kullanılmıştır.
    • İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında 1944 yılında bir planör, savaş esirlerinin potansiyel bir kaçış yöntemi olarak gizlice inşa edildi.
    • Usta bir pilot planör ile kilometrelerce uçabilir, kişisel şartlarına göre 2 gün havada kalabilir.
    • Planörler, uygun hava koşullarında saatte 280 kilometre hıza ulaşabilir.
    • Türkiye’de THK bünyesinde yapılabilen planörcülük, Amerika ve Avrupa’da çok sayıda amatör kulüp tarafından yapılmaktadır. 
    • THK, bünyesindeki kursların haricinde talep halinde bölgesel kurslar da açabiliyor.
    • 19. yüzyılında başlarında Trabzon’un Of ilçesinde yaşayan Veli Direko adlı bir medrese hocasının, bir arkadaşı ile bir martının kanadını inceleyerek tahtalardan planör benzeri bir kanat yaptıkları ve Direko’nun bu kanatla 200 metre uçtuğu rivayet edilir.
    • Planör, en iyi süzülen hava aracı olarak bilinir. Türbülanslarda kanatları katlanmaz.
    • Planörlerde eğitim alanlar veya tek seferlik uçuş yapmak isteyenler ön koltukta oturabilir. Eğitimci arka koltuktan planörü kontrol edebilir.