Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mart ayında 30 bin konutun inşasına başlıyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) merkez binasında biraraya gelen Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana gündem maddesi deprem felaketi olan toplantı sonrası açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devletimiz bakanlıklarıyla, kurumlarıyla, belediyeleriyle, sivil toplumuyla, uluslararası yardım kuruluşluyla velhasıl tüm imkanlarıyla deprem bölgesine bir an önce ulaşmak ve çalışmalara başlamak için canla başla mücadele etmiştir" dedi. "Amacımız 1 yıl içinde deprem bölgesinin tamamındaki konut ihtiyacını çözecek sayıda kaliteli ve güvenli yapının inşasını tamamlamaktır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mevcut duruma göre mart başı itibariyle 30 bin konutun inşasına hemen başlayabiliyoruz. Kademeli olarak birkaç ay içerisinde fay hatlarının uzağında inşa edeceğimiz tüm konutların yapımına geçilmiş olacaktır" şeklinde konuştu. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 35 bin 418'e yükseldiğini açıkladı.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AFAD merkezindeki kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Ülkemiz 6 Şubat günü yaşadığımız 2 büyük depremle, tarihinde eşi benzeri görülmemiş genişlikte bir alanda ve şiddette sarsıldı. Cumhuriyet tarihinin 1939 Erzincan depreminden sonraki en büyük, yine aynı gün 2 afetini ardı ardına yaşadık. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7.7 büyüklüğündeki deprem, 6 Şubat saat 04.17’de, yine Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi merkezli 7.6 büyüklüğündeki depremde aynı gün 13.24’te meydana geldi. Artçı sarsıntıları sayısı 3 bin 170’i bulan bu depremler yaklaşık 13 milyon 500 bin vatandaşımızın yaşadığı Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Kilis, Adana, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerimizde ağır yıkımlara yol açarken yakın çevredeki kimi illerde de küçük çaplı hasarlara sebebiyet verdi. Depremin kırılan fay uzunluğuna bağlı olarak yıkım etkisi takriben 500 kilometrelik, hissedilen etkisi ise bin kilometreden fazla bir alana yayıldı. Dünyadaki pek çok ülkenin toprak bütünlüğünden daha geniş bir alanda yaşanan felaketin tarihteki diğer büyük depremlere göre 7 kilometre gibi yüzeye yakın bir yerde gerçekleşmesi çarpan etkisiyle yıkımı artırdı" ifadelerini kullandı.
HAYATINI KAYBEDENLERİN SAYISI 35 BİN 418 OLDU
Erdoğan, bölgede ardı ardına yaşanan 2 büyük depremin en güçlü atom bombalarının yüzlercesine denk büyüklükte bir enerji ortaya çıkardığını ifade ederek, "Dünyadaki büyük depremlerin çoğu okyanuslarda gerçekleşip karaları etkilerken Kahramanmaraş depremleri doğrudan yerleşim yerlerimizin altında yaşandı. Nitekim dünyadaki uzmanların tamamının da ittifakıyla Kahramanmaraş depremleri büyüklüğü, yıkıcılığı ve ardı ardına yaşanmasıyla istisnai bir tabiat olayı olarak değerlendiriliyor. Ülkemiz topraklarında güneye doğru 3 metrelik bir kaymaya yol açan böylesine büyük bir deprem ciddi can kayıplarını da beraberinde getirdi. Depremde hayatını kaybeden 35 bin 418 vatandaşımızın her birine ayrı ayrı cenabı Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yıkıntıların arasından kurtulan veya arama- kurtarma ekipleri tarafından kurtarılan 105 bin 505 yaralımıza Rabbim’den acil şifalar niyaz ediyorum. Yaralılarımızdan 13 bin 208’i halen hastanelerimizde tedavi altındadır. Dünya deprem tarihinde bile eşine az rastlanır büyüklükteki 2 afetin üst üste yaşanması maalesef karşımızdaki tabloyu daha da ağırlaştırdı" diye konuştu.
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mart ayında 30 bin konutun inşasına başlıyoruz ’DEVLET VE MİLLET OLARAK SEFERBER OLDUK’
Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli yaşanan ilk depremde hasar gören binaların bir kısmının 2'nci depremde tamamen çöktüğünü belirterek şöyle devam etti:
"Enkaz haline gelen 19 bini aşkın binadan 15 bininin müdahalesi tamamlandı. Şu ana kadar deprem bölgesindeki yaklaşık 369 bin binadaki 1 milyon 850 bin ev ve iş yeri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri tarafından incelendi. İlk belirlemelere göre deprem bölgesinde 47 bin binadaki 211 bin konutun yıkılmış, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi. 1 hafta içinde bitirilecek hasar tespit çalışmaları tamamlandığında kesin sayılar ortaya çıkacaktır. Deprem bölgesindeki hasarın büyüklüğü yanında çetin kış şartları, ulaşım ve enerji başta olmak üzere altyapıda yaşanan yıkımlar işimizi çok zorlaştırdı. Tüm bu sıkıntılar ilk etapta hem arama-kurtarma hem yardım çalışmalarında ciddi aksamalara neden oldu. Buna rağmen bölgedeki şehirlerimizin ayakta kalan kapasiteleri ile yakın şehirlerden başlayarak ülkemizin tamamındaki kamu imkanlarını hemen harekete geçirdik. Afet bölgesinin genişliğine, yıkımın büyüklüğüne ve kış mevsiminin yol açtığı engellemelere rağmen şartları sonuna kadar zorladık. En kısa sürede ve etkinlikte depremin vurduğu şehirlerimize ulaşmak için devlet ve millet olarak seferber olduk."
’250 BİN KAMU GÖREVLİMİZ DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇALIŞMALARDA YER ALIYOR’
Erdoğan, böylesine büyük bir felaketin dünyanın hangi ülkesinde yaşanırsa yaşansın görülebilecek aksaklıkların Türkiye’de de yaşandığını dile getirerek, "Ama milletimizin şundan şüphesi olmasın. Devletimiz bakanlıklarıyla, kurumlarıyla, belediyeleriyle, sivil toplumuyla, uluslararası yardım kuruluşluyla velhasıl tüm imkanlarıyla deprem bölgesine bir an önce ulaşmak ve çalışmalara başlamak için canla başla mücadele etmiştir. Milletimiz de tüm fertleriyle depremzedelerin imdadına yetişmek veya onlara yardım toplayıp göndermek için harekete geçmiştir. Depremden sağ salim kurtulan kamu görevlilerimiz ile vatandaşımızın hemen başlattığı çalışmalara saatler geçtikçe diğer yerlerden gelen ekiplerimiz de katıldı. İlk saatlerin ve günlerin zorlukları aşıldıkça yürütülen çalışmalar daha sistematik, daha etkili hale gelmeye başladı. AFAD merkezi ile illerimiz arasındaki yakın koordinasyonla depremin etkilediği yerleşim yerlerine ulaşıldı. Bölge genelindeki çalışmalar arama- kurtarmadan yardım malzemelerinin dağıtımına, enkaz kaldırmadan sağlık ve güvenlik hizmetlerine kadar bütün süreçleriyle düzene sokuldu. Türkiye’nin diğer 71 vilayetinden gelenlerle birlikte yaklaşık 250 bin kamu görevlimiz deprem bölgesindeki çalışmalarda yer alıyor" diye konuştu.
’BÖLGEDE GÖREVLİ PROFESYONEL KADRO SAYISI 35 BİNİ AŞTI’
Erdoğan, kamu personelinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve uluslararası yardım ekipleriyle beraber doğrudan arama- kurtarma çalışmalarına iştirak eden profesyonel kadro sayısının 35 bini aştığına işaret ederek, "Sahada görevlendirilen iş makinesi sayısı 12 bin 235’e, uçak sayısı 76’ya, helikopter sayısı 121’e, gemi sayısı 26’ya, insansız hava aracı sayısı 45’e ulaştı. Depremin üzerinden geçen uzun saatlerin ardından bile arama- kurtarma ekiplerimizin yıkıntıların altından canlı vatandaşlarımızı çıkartabiliyor olması bu kara tablo içindeki en önemli teselli kaynağımızdır. Çeşitli kurumlarımıza ait 320 seyyar mutfak bölgede her gün sıcak yemek dağıtıyor. Sadece Kızılay’ımızın dağıttığı adeti 20 milyonu, ekmek adeti 22 milyonu, su adeti 15 buçuk milyon adeti buldu. Depremin hemen ardından yaptığımız uluslararası yardım çağrısına 100 ülkeden cevap aldık. Bunlardan 84’ü toplamda 10 bin 943 arama- kurtarma personeli ile sahadaki çalışmalara bilfiil katıldı. 4 ülkenin ekibi çalışmalarını tamamlayıp geri döndü. 5 ülke de ekip göndereceklerini temsilciliklerimize bildirdi. Bu rakamın dünyadaki toplam arama- kurtarma kapasitesinin çok önemli bir bölümüne tekabül ettiğinin altını çizmek isterim" dedi.
’AFETTE YIKILAN BİNALARIN YÜZDE 98’İ 1999 YILI ÖNCESİ İNŞA EDİLENLER’
Erdoğan, depremin yıktığı veya oturulamaz hale getirdiği her evi, her işyerini yeniden yapıp hak sahiplerine teslim edeceklerini belirterek, "TOKİ, ülke genelinde inşa ettiği 1 milyon 180 binanın kalitesi ve güvenliği ile bu depremden alnın akıyla çıkmış bir kurumumuzdur. Ayrıca kentsel dönüşümünü sağladığımız 3 milyon 300 bin konutta ülkemizin yapı deprem güvenliğine önemli katkıda bulunmuştur. Böylece 24 milyon insanımızı huzurla oturacakları konutlara kavuşturduk. Son afette yıkılan tüm binaların yüzde 98’inin 1999 yılı öncesi inşa edilenler olması bize bina standardı ve denetimi konusunda kat ettiğimiz ilerlemeyi göstermekle birlikte işi daha sıkı tutmamız gerektiğini de hatırlatıyor. Bu çerçevede bilimsel verilerin ışığında bölgede yeni inşa edilecek konutlar ve şehirlerle ilgili hazırlıklara Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ile TOKİ’miz tarafından başlanmıştır. Kaybedecek tek bir dakikamız bile olmadığının bilinciyle hasar tespiti biten her yerde derhal inşaat çalışmalarına geçeceğiz. Mevcut duruma göre mart başı itibariyle 30 bin konutun inşasına hemen başlayabiliyoruz. Kademeli olarak birkaç ay içerisinde fay hatlarının uzağında inşa edeceğimiz tüm konutların yapımına geçilmiş olacaktır. Amacımız 1 yıl içinde deprem bölgesinin tamamındaki konut ihtiyacını çözecek sayıda kaliteli ve güvenli yapının inşasını tamamlamaktır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçmişte Van, Elazığ, Malatya, İzmir, Bingöl depremlerinde; Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun sel afetlerinde, Antalya ve Muğla yangınlarında ve bunlarla beraber diğer tüm afetlerde kısa sürede yıkımın izlerini silerek yeni konutları sahiplerine teslim ettilerse, bu afette de aynısını yapacaklarını söyledi. Erdoğan, "Bu süreçte hiçbir vatandaşımızı maddi-manevi açıdan sahipsiz bırakmayacak, yardım ve barınma çalışmalarının düzenli bir şekilde sürmesini sağlayacağız. Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımdan istirhamım; şehirlerine, ilçelerine, mahallelerine, evlerine, işlerine velhasıl tüm unsurlarıyla hayatlarına sahip çıkmalarıdır. Yılgınlığa, bezginliğe asla kapılmadan beraberce bu felaketin acısını dindirecek, yarasını saracak kayıplarını telafi edeceğiz. İlk etapta oturulamaz hale gelen hane başına 15 bin lira taşınma ve 5 bin lira ile 2 bin lira kira yardımı, ayrıca yine hane başına 10 bin lira destek yardımı yapacağımızı zaten açıklamıştım. Ailelere deprem bölgesi dışındaki illere kendi araçlarıyla götüren vatandaşlarımızın yakıt masraflarını karşılıyoruz. Ayrıca depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına acil ihtiyaçları için 100 bin lira nakdi yardımda bulunuyoruz" dedi.
’TÜRKİYE TEK YÜREK SLOGANIYLA YARDIM KAMPANYASI DÜZENLENECEK’
Erdoğan, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre vatandaşlara ilave destekler de yapacaklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Devlet ve millet olarak el ele vererek hiçbir mağdur ve mazlumu sahipsiz bırakmayacağız. Bankacılık sektörümüz Hazine ve Maliye Bakanlığımızın öncülüğünde 2022 yılları karlarının yüzde itibariyle belli bir oranını ki şu an itibariyle 50 milyar lira civarında; bunları bir dayanışma paketi olarak depreme tahsis ettiler. Bu mebla depremzedeler için yapılacak çalışmalarda kullanılacaktır. Ayrıca bölgedeki işletmelere yönelik ilave kredi garanti fonu kefaletli kaynaklar hazırlanmıştır. Ülkemizin ihracatına, 20 milyar dolarlık bir katkıda bulunan bölgenin bir an önce yeniden istihdamıyla, üretimiyle, ticaretiyle, ihracatıyla ayağa kalkmasını sağlamak için gereken her türlü katkıyı sağlayacağız. Deprem bölgemizdeki illerde ilan edilen ve vergi ertelemelerinden bankacılık düzenlemelerine kadar pek çok unsuru içeren mücbir sebep halinden yaklaşık 638 bin mükellefimiz yararlanacaktır. Yurt içinde ve yurt dışında AFAD’a yapılan, şimdilik tutarı 8,3 milyar lirayı bulan yardımların, tamamını da deprem bölgesi için kullanıyoruz. Yarın akşam saat 20.00’de de Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Azerbaycan’daki tüm televizyon kanalları ve radyoların katılımıyla ’Türkiye Tek Yürek’ sloganıyla bir yardım kampanyası düzenlenecek.
’2 MİLYON 200 BİN VATANDAŞIMIZIN BÖLGE DIŞINA ÇIKTIĞINI DEĞERLENDİRİYORUZ’
Erdoğan, depremin 3’üncü gününden itibaren büyük yıkım ve can kaybı yaşanan 10 ili ziyaret ederek yapılan çalışmaları yerinde gördüklerini hatırlatarak şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı yardımcımız gece gündüz AFAD merkezinde, bakan arkadaşlarımla beraber çalışmaların koordinasyonunu yürütüyor. Bakanlarımız ilk günden itibaren bölgesindeki illerimizde canla başla çalışıyor. Bir yandan yıkıntıları kaldırırken diğer yandan şu kış kıyamette milyonlarca vatandaşımıza en insani şartlarda barınma imkanı sağlayacak kapasiteyi oluşturmanın gayretindeyiz. Hali hazırda yaklaşık 890 bini kamu yurtları ve tesislerinden, 50 bini otellerde olmak üzere toplamda 1 milyon 600 bin depremzedenin barınma ihtiyacını karşılamış durumdayız. Tahliyeler ve kendi imkanlarıyla yaklaşık 2 milyon 200 bin vatandaşımızın da bölge dışına çıktığını değerlendiriyoruz. Kurulan çadır sayısında 175 bini, konteyner sayısında 5 bin 400’ü, bölgeye gönderilen battaniye sayısında 2 milyon 652 bini geçtik. Katar’dan yola çıkmaya başlayan 10 bin konteyneri ülke içinden ve dışından yapacağımız takviyelerle ihtiyaç sahiplerinin hizmetine vereceğiz. Gerçekten gayet güzel, modern bu 10 bin konteyner Katar’da Dünya Kupası esnasında yapılmıştı. Sağ olsun Katar emiri bu 10 bin konteyneri ülkemize gönderiyor ve şu an itibariyle gemiler bir taraftan temin ediliyor ve ilk gemi şu anda yolda."
’71 İLİMİZDEKİ İLK VE ORTA DERECELİ OKULLARDA EĞİTİM 20 ŞUBAT’TA BAŞLAYACAKTIR’
Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı deprem bölgesindeki tüm okullarda 2’nci dönemde devam şartının aranmayacağını bildirerek, "Diğer 71 ilimizdeki ilk ve orta dereceli okullarda eğitim öğretim 20 Şubat’ta başlayacaktır. Deprem bölgesindeki 20 bin 868 okul binasından sadece 95’inin yıkık ve hasarlı olması 1 Mart itibariyle isteyen öğrencilerimiz için bu 10 ilimizdeki buna Elazığ’da ilave edeceğim; 11 ilimizde şartları uygun okullarımızda eğitim öğretime başlama imkanı veriyor. Çocuklarına diğer illerde okullara nakletmek isteyen ailelerimizin tamamının talebini karşılayacak kapasite oluşturduk. Eğitimci ordumuzun barınmadan gıdaya, arama-kurtarmadan destek organizasyonlarına kadar her alanda yürüttüğü çalışmaları takdirle takip ediyoruz. İçişleri Bakanlığımız AFAD başta olmak üzere tüm merkez ve mülkiye teşkilatıyla, polisiyle, jandarmasıyla, sahil güvenliği ile belediyeleri ile ilk andan itibaren depremin yükünü omuzlamış vaziyettedir. Emniyet teşkilatımız 73 bin, jandarmamız 65 bin personeliyle bölgede her konuda gece gündüz hizmet veriyor. AFAD koordinasyonunda faaliyet gösteren 10 bine yakın gönüllümüz gayretleriyle adeta destan yazıyor" diye konuştu.
’SENİN MUMUN ÇOKTAN YANDI’
Erdoğan, siyasetin ’baraj patladı’ yalanıyla çirkinleştiğini ifade ederek, "Ne yaptılar; barajların patladığından ve barajların ne yazık ki artık su tutamaz hale geldiğinden bahsetmeye başladılar. Bu sosyal medyanın bu noktada attığı iftiralarla özellikle bu zor zamanda; bir olma, yekpare hareket etmemiz gereken bir zamanda ne yazık ki Türkiye’de siyaset belli bir bölümüyle ana muhalefet ciddi manada çirkinleşti. Bir taraftan bu tür yalanlarla sosyal medyada adımlar öbür taraftan bakıyorsunuz kalkıyor Borsa İstanbuldaki atılan adımlarla alakalı SPK’nın önüne gidip SPK’nın önünde gösteri yapıyorlar ve bu milletin paralarının SPK’da veyahutta farklı yerlerde yok edildiğinden bahsediyorlar. Gün bir olma zamanıdır, beraber olma zamanıdır. Bu tür bir şeylerle ilgili elinde belgen varsa, hayat boyu zaten senin elinde bu tür belgelerle zaten konuşmadın. Hayatın yalan. Hep yalanlarla hareket ettin. Burada da yalancının mumu yatsıya kadar yanar bunu bilesin. Senin mumun çoktan yandı ve yanmaya da devam ediyor. Bu iftiralar asla milletim tarafından affedilmeyecektir. Ben seçim bölgelerinde de yıllar yılı gezdim dolaştım. Şimdide afet bölgelerinde dolaşıyorum. Gene dolaşacağım. Gene bu bölgelere gidip vatandaşımla beraber hemhal olacağım" ifadesini kullandı.
’ÖĞRENCİLERİMİZİ KIŞKIRTANLARI ASLA UNUTMAYACAĞIZ’
Erdoğan, en çok birliği, beraberliğe ve vicdana ihtiyaç olunan bir dönemden geçildiğini belirterek, "Bozguncuların fitnelerine, yalanlarına, hezeyanlarına kesinlikle itibar etmeden ülkemizden bu felaketin izlerini silmek, insanlarımıza aydınlık bir gelecek kurmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Milyonlarca insanımızın deprem felaketinin yıkıntıları önünde acıyla kıvrandığı, diğerlerinin onların acılarını paylaştığı bir ortamda sırf siyasi çıkar elde etmek için sağa sola saldıranları görmekten doğrusu üzüntü duyuyorum. Yürekleri kavrulan insanların duygularını istismardan ırkçılığa, fedakarca yürütülen çalışmaları değersizleştirmek için iftiraya ve dezenformasyona kadar her türlü çirkefliği sergileyenleri şimdilik biz de not ediyoruz. İnsanlar can derdindeyken SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) önüne gidip siyaset yapanları, öğrencilerimizi kışkırtanları, insanları devletlere karşı tahrik ederek canla başla yürütülen faaliyetleri sabote etmeye kalkanları asla unutmayacağız. Milletimize olan saygımız gereği, şu anda temsil ettiğim makamın gereği deprem felaketini siyasi ranta dönüştürme peşine koşanları elbette affetmeyeceğiz ama onların seviyesine de inmeyeceğiz" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder