Koronavirüs salgını nedeniyle uzun süredir evinden çıkamayan vatandaşlar, evde zaman geçirmek için çeşitli aktivitelerle meşgul oluyor; ancak en sık başvurulan yol elbette oyunlar. Oyunlarla arası iyi olmayanların bile bu süreçte oyunlara ilgi duymaya başlaması dijital oyun satışlarında da tüm zamanların rekorunun kırılmasına yol açtı. Koronavirüs sürecinde oyun dünyasıyla ilgili çarpıcı bilgiler paylaşan CD Media Türkiye Ülke Müdürü Levent Ertoğlu, oyun ve konsol fiyatlarının bundan sonraki süreçte nasıl değişeceğini de masaya yatırdı.
Son dönemde dünya çapında yaşananlar ile oyun sektörü nasıl etkilendi
Dünya genelinde insanlar Covid-19 salgınından korunmak amacıyla dış dünya ile ilişkilerini kısıtlayarak evlerde daha fazla vakit geçirmeye başladı. Bu da mobil, PC ve konsol oyunlarının tüketimini ciddi oranda artırdı. Perakende satış noktalarının da kapanmasıyla oyun ve cihaz satışları online sitelere kaydı. Ancak e-ticaretteki yoğunluk karşısında lojistik hizmetlerinde de ciddi aksamalar olduğunu belirtmek gerekir. Bu nedenle video oyunlarının büyük oranda platformlardan dijital olarak satın alındığını gözlemliyoruz. Burada bir örnek vermek gerekirse, Nielsen SuperData verilerine göre Nintendo Switch oyunu “Animal Crossing: New Horizons” Mart ayında dünya genelinde 5 milyon dijital kopya sattı. Bu rakam video oyun konsolları tarihinde 1 ay içerisinde satılan en yüksek rakam oldu. Yine Nielsen verilerine göre Mart ayında dünya genelinde dijital oyun satışı 10 milyar dolarlık hacme ulaşarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Sektör adına tüm bu olumlu gelişmelerin yanında salgın nedeniyle cihaz üretimlerinde ise sıkıntılar yaşandı. Bu nedenle artan talebin tam olarak karşılanamadığını, özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde video oyun konsollarının yok sattığını da belirtmek gerekir.Türkiye’de oyun sektörü ne konumda ve konulan yeni gümrük vergilerinin bundan sonraki süreçte sektöre yaratacağı yansımalar neler?
Vergi konusuna girmeden önce ülkemizde oyun sektörünün geldiği noktayı biraz özetlemek gerekir. Şüphesiz salgın sonrası ülkemizde de talebin belli oranda arttığını söylemek doğru olacaktır. Ancak gerek kurdaki artışlar gerekse alım gücü nedeniyle dünyadaki talep ve satınalma artışları ülkemizde çok daha sınırlı kaldı. TÜİK verilerine göre 2017-2019 yılları arasında video oyun konsolu ithalatı 36 milyon dolar seviyesinden 19 milyon dolara düştü. Yine GfK’nın parakende satışlarını ölçümlendiği panel market verilerine göre 2019 yılında oyun konsolu perakende satış adedi ilk defa 50 bin adedin altına geriledi. Yine tuik verileri bize ülkemizde her 100 evden sadece 5.8’inde oyun konsolu bulunduğunu gösteriyor. Aynı oran Fransa’da 53, İngiltere’de 38, Norveç’te 42, ABD’de ise 45. Dolayısıyla özellikle genç nüfus oranımız dikkate alındığında sektör olarak gidecek epey yolumuz var. Mevcut durum böyleyken 18 Nisan’da yürülüğe giren yeni vergi düzenlemesi şüphesiz sektörde şok etkisi yarattı. Geçtiğimiz yıllarda düşüş yaşayan sektörün, ilave vergi yüküyle çok daha kırılgan bir hale geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Oyun konsollarındaki toplam vergi yükünü özetlemek gerekirse; 30 Eylül’e kadar halihazırdaki %20 ÖTV haricinde %50 İlave Gümrük Vergisi daha alınacak. Bu oran 1 Ekim sonrası ise %20 ile kalıcı olarak devam edecek. KDV oranını da hesaplayacak olursak arada dağıtıcı ve satıcı marjları olmadan son tüketiciye ulaşacak satış fiyatı, ülkeye giriş maliyetinin tam iki katı olacak. Elbette vergi ülke kalkınması için en önemli araçlardan bir tanesi. Ancak yüksek orandaki bu vergilerin ülkeye kaçak yollarla girmesi muhtemel ürünlerin önünü açacağını ve devlete ciddi oranda vergi kaybı yaşatacağını düşünüyoruz. Öte yandan ülkemizde rekor ihracat rakamlarıyla son dönemde yıldızı parlayan bir sektör de oyun yazılımı. Ancak bu alanda yeterli kalifiye iş gücü bulmak epey zor. Bugün video oyunlarıyla büyüyen çocuklar yarın oyun yazılımı alanında önemli iş gücü oluşturacaktır. Maalesef ilave vergilerle erişimi zorlaşacak oyun konsolları nedeniyle bu alanda da gelişim imkanımızın kısıtlı kalacağını düşünüyoruz. Ülkemizde video oyunlarıyla ilgili olumsuz algının da varlığını değerlendirmek lazım. Oysa bugün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de eğitim aracı olarak kullanımı yaygınlaşmakta, üniversitelerde bu alanda kulüpler kurulmakta, dersler açılmaktadır. Salgın sonrası Dünya Sağlık Örgütü’nün evde kalan çocukların oyun oynaması ve bunun temel ihtiyaç gibi görülmesi yönündeki tavsiyelerini de unutmamak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder