10 Mayıs 2020 Pazar

Pratik Fırın Yemeği Tarifi

Pratik Fırın Yemeği Tarifi İçin Malzemeler

  • 2 patlıcan
  • 5 patates
  • 4 çarliston biber
Kıyma için:
  • 300 gr çekilmiş et
  • 1 tane küçük soğan
  • 2 çay kaşığı kimyon
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı kırmızıbiber
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı salça
  • Yarım su bardağı su

Pratik Fırın Yemeği Tarifi Yapılışı

  1. Sebzeleri çok küçük küp olmayacak şekilde doğruyoruz.
  2. Önce kızartma tenceremizde hepsini kızartıyoruz küçük boy dikdörtgenin borcam altına pişirme kağıdı seriyoruz.
  3. Kızartmalarımızı borcama çıkarıyoruz bu sırada sıvı yağ da soğanı kıymayı kavuruyoruz.
  4. Baharatlarını ekliyoruz en son da salçasını ekleyip yarım su bardağı su ekleyip pişiriyoruz.
  5. Pişen kıymamızı kızartmalarımızın her yerine dökerek yayıyoruz .
  6. Son olarak 20 dk 200 derrcede ısıtılmış fırına veriyoruz birazda fırında pişince çıkarıyoruz ve servis ediyoruz afiyet olsun 😋.

Şakşuka Tarifi

Şakşuka Tarifi İçin Malzemeler

  • 4 adet patlıcan
  • 3 adet yeşil biber
  • 1 adet kuru soğan
  • 4 diş sarımsak
  • 4 adet domates
  • Tuz, istenilen baharatlar
  • 1 çay bardağı sıcak su
  • Kızartmak için sıvı yağ

Şakşuka Tarifi Yapılışı

  1. Patlıcanlar küp küp doğranır ve kızartılır.
  2. Ayrı bir tencerede soğanlar ve sarımsaklar kavrulur.
  3. Ardından biberler eklenir kavrulur.
  4. Sonra domatesler ve bir yemek kaşığı salça ilave edilir.
  5. Suyu da ekleyerek salça açılır.
  6. Kızartılan patlıcanların da ekleyip baharat ve tuzunu ayarlayıp pişmeye bırakılır. Suyunu ayarlaybilirisniz. Biz biraz sulu ve yağlı severiz🤗. Afiyet olsun.

Dünya gözlem uydusu Sentinel-6A, ses ile test ediliyor

Airbus uzay mühendisleri, en son uyduyu Avrupa çevre ve güvenlik programı ‘Copernicus’ için Münih yakınlarında Ottobrunn’daki Industrieanlagen-Betriebsgesellschaft mbH (IABG) Uzay Test merkezinde özel bir odada ses ile test ediyor. Akustik gürültü testi, uydunun roket fırlatma sırasında maruz kalacağı ses etkisini taklit ediyor.

100 m2’lik bir alanı kaplayan ve büyük hoparlörlerle donatılmış olan oda, testler sırasında ses geçirmez şekilde kapatıldı. Bu testler, uyduda artan yoğunlukla yönlendirilen dört adet 60 saniyelik ses patlamasını kapsıyor. Zirve noktasında Sentinel-6A, 140 desibel (dB) gürültüye maruz kalacak. Şöyle ki, 50 dB civarında gürültü seviyeleri bizim için normalken, 100 dB rahatsız etmeye başlar, 120 dB civarında ise acı verici hale geliyor. Pnömatik matkaplar veya motorlu testereler yaklaşık 110 dB üretir. 10 dB'lik bir artış, algılanan ses yüksekliğinin iki katına çıkmasına tekabül ediyor.
‘Copernicus Sentinel-6’, önümüzdeki on yılda okyanuslarda topoğrafik ölçümler sağlayacak bir misyonu. Sentinel-6, küresel ölçekte deniz yüzeyi yüksekliğini yüksek hassasiyetle anında gözlemlemeyi sağlayacak bir altimetrik radar ölçücü taşıyor. Bu ölçümler, iklim değişikliğinin temel göstergesi. Ayrıca bu oşinografi için de gerekli. Her 10 günde bir Dünya’nın buzsuz okyanusunun %95’ini haritalayan Sentinel-6, denizlerin güvenliği için okyanus akıntıları, rüzgar hızı ve dalga yüksekliği hakkında hayati bilgiler veriyor.
İki adet Sentinel-6 uydusu, Avrupa Copernicus Programı için Airbus’ın endüstriyel uzmanlığı altında geliştirildi. Avrupa Birliği’nin Copernicus uydu misyonlarından biri olan Sentinel-6,ESA, NASA, NOAA ve EUMETSAT arasındaki uluslararası işbirliği sayesinde ortaya çıktı.Kasım 2020 itibariyle Sentinel-6A, 1992’de başlatılan ve okyanus yüzeylerinin uydu tabanlı ölçümlerini toplama görevini sürdüren iki Sentinel-6 uydusundan ilki olacak. Sentinel-6B’nin 2025’te dahil edilmesi planlanıyor. Sentinel-6, Airbus’ın endüstriyel uzmanlığı altında, GRACE’in yanı sıra Jason serisi topografik okyanus gözlem uyduları ve ESA’nın CryoSat-2 ve Sentinel-2 misyonlarından geliştirilerek üretildi.

Koronavirüs oyunlara yaradı, dijital oyun satışı rekor kırdı

Koronavirüs salgını nedeniyle uzun süredir evinden çıkamayan vatandaşlar, evde zaman geçirmek için çeşitli aktivitelerle meşgul oluyor; ancak en sık başvurulan yol elbette oyunlar. Oyunlarla arası iyi olmayanların bile bu süreçte oyunlara ilgi duymaya başlaması dijital oyun satışlarında da tüm zamanların rekorunun kırılmasına yol açtı. Koronavirüs sürecinde oyun dünyasıyla ilgili çarpıcı bilgiler paylaşan CD Media Türkiye Ülke Müdürü Levent Ertoğlu, oyun ve konsol fiyatlarının bundan sonraki süreçte nasıl değişeceğini de masaya yatırdı.

Son dönemde dünya çapında yaşananlar ile oyun sektörü nasıl etkilendi
Dünya genelinde insanlar Covid-19 salgınından korunmak amacıyla dış dünya ile ilişkilerini kısıtlayarak evlerde daha fazla vakit geçirmeye başladı. Bu da mobil, PC ve konsol oyunlarının tüketimini ciddi oranda artırdı. Perakende satış noktalarının da kapanmasıyla oyun ve cihaz satışları online sitelere kaydı. Ancak e-ticaretteki yoğunluk karşısında lojistik hizmetlerinde de ciddi aksamalar olduğunu belirtmek gerekir. Bu nedenle video oyunlarının büyük oranda platformlardan dijital olarak satın alındığını gözlemliyoruz. Burada bir örnek vermek gerekirse, Nielsen SuperData verilerine göre Nintendo Switch oyunu “Animal Crossing: New Horizons” Mart ayında dünya genelinde 5 milyon dijital kopya sattı. Bu rakam video oyun konsolları tarihinde 1 ay içerisinde satılan en yüksek rakam oldu. Yine Nielsen verilerine göre Mart ayında dünya genelinde dijital oyun satışı 10 milyar dolarlık hacme ulaşarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Sektör adına tüm bu olumlu gelişmelerin yanında salgın nedeniyle cihaz üretimlerinde ise sıkıntılar yaşandı. Bu nedenle artan talebin tam olarak karşılanamadığını, özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde video oyun konsollarının yok sattığını da belirtmek gerekir.Türkiye’de oyun sektörü ne konumda ve konulan yeni gümrük vergilerinin bundan sonraki süreçte sektöre yaratacağı yansımalar neler?
Vergi konusuna girmeden önce ülkemizde oyun sektörünün geldiği noktayı biraz özetlemek gerekir. Şüphesiz salgın sonrası ülkemizde de talebin belli oranda arttığını söylemek doğru olacaktır. Ancak gerek kurdaki artışlar gerekse alım gücü nedeniyle dünyadaki talep ve satınalma artışları ülkemizde çok daha sınırlı kaldı. TÜİK verilerine göre 2017-2019 yılları arasında video oyun konsolu ithalatı 36 milyon dolar seviyesinden 19 milyon dolara düştü. Yine GfK’nın parakende satışlarını ölçümlendiği panel market verilerine göre 2019 yılında oyun konsolu perakende satış adedi ilk defa 50 bin adedin altına geriledi. Yine tuik verileri bize ülkemizde her 100 evden sadece 5.8’inde oyun konsolu bulunduğunu gösteriyor. Aynı oran Fransa’da 53, İngiltere’de 38, Norveç’te 42, ABD’de ise 45. Dolayısıyla özellikle genç nüfus oranımız dikkate alındığında sektör olarak gidecek epey yolumuz var. Mevcut durum böyleyken 18 Nisan’da yürülüğe giren yeni vergi düzenlemesi şüphesiz sektörde şok etkisi yarattı. Geçtiğimiz yıllarda düşüş yaşayan sektörün, ilave vergi yüküyle çok daha kırılgan bir hale geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Oyun konsollarındaki toplam vergi yükünü özetlemek gerekirse; 30 Eylül’e kadar halihazırdaki %20 ÖTV haricinde %50 İlave Gümrük Vergisi daha alınacak. Bu oran 1 Ekim sonrası ise %20 ile kalıcı olarak devam edecek. KDV oranını da hesaplayacak olursak arada dağıtıcı ve satıcı marjları olmadan son tüketiciye ulaşacak satış fiyatı, ülkeye giriş maliyetinin tam iki katı olacak. Elbette vergi ülke kalkınması için en önemli araçlardan bir tanesi. Ancak yüksek orandaki bu vergilerin ülkeye kaçak yollarla girmesi muhtemel ürünlerin önünü açacağını ve devlete ciddi oranda vergi kaybı yaşatacağını düşünüyoruz. Öte yandan ülkemizde rekor ihracat rakamlarıyla son dönemde yıldızı parlayan bir sektör de oyun yazılımı. Ancak bu alanda yeterli kalifiye iş gücü bulmak epey zor. Bugün video oyunlarıyla büyüyen çocuklar yarın oyun yazılımı alanında önemli iş gücü oluşturacaktır. Maalesef ilave vergilerle erişimi zorlaşacak oyun konsolları nedeniyle bu alanda da gelişim imkanımızın kısıtlı kalacağını düşünüyoruz. Ülkemizde video oyunlarıyla ilgili olumsuz algının da varlığını değerlendirmek lazım. Oysa bugün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de eğitim aracı olarak kullanımı yaygınlaşmakta, üniversitelerde bu alanda kulüpler kurulmakta, dersler açılmaktadır. Salgın sonrası Dünya Sağlık Örgütü’nün evde kalan çocukların oyun oynaması ve bunun temel ihtiyaç gibi görülmesi yönündeki tavsiyelerini de unutmamak gerekir. 

Assassin’s Creed Valhalla’nın ilk oynanış fragmanı yayınlandı

Ubisoft dün akşam yayınlanan Inside Xbox Mayıs bölümünde Assassin’s Creed serisinin yeni oyunu Assassin’s Creed Valhalla’nın aralarında Microsoft’un Xbox Series X’inin de bulunduğu yeni nesil konsolların tüm avantajlarından faydalanacağını açıkladı. Oyuncular yayınlanan fragmanda Assassin’s Creed Valhalla’nın oynanışından da sahneler görmüş oldular.

 Assassin’s Creed Valhalla’nın Kreatif Direktörü Ashraf Ismail, konuyla ilgili şu sözleri kaydetti.

“Geliştiriciler olarak yeni donanımlarla çalışmaktan büyük heyecan duyuyoruz, çünkü bu sayede yaratıcı vizyonumuzu daha iyi ifade etme şansına kavuşuyoruz. Assassin’s Creed serisi daima mümkün olan en sarıcı deneyimi sunmak için yeni konsolların yeteneklerini ve yeni teknolojileri sonuna kadar kullanmıştır. Assassin’s Creed Valhalla’yı Xbox Series X’e getirmek için Microsoft’la yakın işbirliği halindeyiz.”
Xbox Series X sayesinde Assassin’s Creed Valhalla gelişmiş grafiklerin tüm özelliklerinden faydalanacak ve oyunculara Norveş ve İngiltere’nin açık dünyalarına en ince detaylarına kadar tecrübe etme imkanı verecek. Ayrıca Assassin’s Creed Valhalla hızlı yükleme sürelerinden de faydalanacak.
Son olarak, Assassin’s Creed Valhalla Smart Delivery teknolojisini de kullanacak, yani oyuncular oyunu bir kez satın aldıktan sonra ister Xbox One, ister Xbox Series X’te oynayabilecekler. Ubisoft Montreal*’deki Assassin’s Creed IV Black Flag  ve Assassin’s Creed Origins ekipleri tarafından geliştirilen Assassin’s Creed Valhalla oyuncuları savaş ve zafer hikayeleriyle büyümüş bir Viking akıncısı olan Eivor’un hikayesini yaşamaya davet ediyor. Heyecan verici bir Viking deneyimi sunacak olan oyun oyuncuları İngiltere’nin Karanlık Çağı’nı konu alan, dinamik ve harika görünen bir açık dünyaya götürecek. Assassin’s Creed Valhalla’da oyuncular akınlara katılmak, yerleşim yerlerini büyütmek, güçlerini ve nüfuzlarını arttırmak gibi yeni özelliklerle de karşılaşacaklar.
Assassin’s Creed Valhalla tüm dünyada 2020’nin son aylarında Xbox Series X, Xbox One, PlayStation 5, PlayStation 4, Stadia ve Windows PC (Epic Games Store ve Ubisoft Store) için çıkacak. Oyun ayrıca Ubisoft’un abonelik servisi UPLAY+’de de yer alacak.
Assassin’s Creed Valhalla ön siparişi veren oyuncular, intikam arayışındaki efsanevi bir Norveçli savaşçıya katılacakları ek The Way of the Berserker görevine de sahip olacaklar.

ABD'nin biyometrik veritabanını Amazon muhafaza edecek

ABD'de İç Güvenlik Bakanlığının (DHS), federal hükümetin onlarca yıllık veritabanını güncelleyen yeni bir sistemin parçası olarak ülkenin biyometrik bilgi veritabanını Amazon şirketinin bulut depolama servisine taşıma sürecini başlattığı bildirildi.

DHS yetkilileri tarafından şubat ayında hazırlanan ve ilk olarak, uzmanlık alanı federal teknoloji ve siber güvenlik hizmetlerini araştırmak olan Nextgov isimli kuruluşun açıkladığı raporda, projenin dört aşamadan oluşacağı ve ABD hükümetinin mevcut veritabanının çoğunun ilk aşamada bulut tabanlı depolamaya taşınacağı belirtildi.

Raporda, veri transferinin tam olarak ne zaman gerçekleşeceği bildirilmese de yüz tanıma verileri, parmak izleri, sosyal güvenlik numaraları gibi tanımlayıcı bilgilerin yakında Amazon'un bulut tabanlı hizmetinde saklanacağı belirtildi.

Transfer için 95 milyon dolarlık bütçe

ABD’de 1994’ten bu yana kullanılan Otomatik Biyometrik Tanımlama Sisteminin (IDENT) yerini transfer sonrasında Vatan Gelişmiş Tanımlama Teknolojisinin (HART) alacağı belirtilen raporda, geçiş çalışmalarının tamamlanması için Northrop Grumman şirketi ile 95 milyon dolarlık sözleşme yapıldığı bilgisine de yer verildi.

HART isimli gelişmiş sistem, misyon ortaklarına, parmak izi, fotoğraf ve göz taraması dahil yüz tanıma gibi birkaç farklı modelleme ile biyometrik eşleştirme kapasitesi sunacak.

COVID-19 salgınında iletişim altyapılarının kesintisiz olması önemli

Ericsson, COVID-19 salgını nedeniyle ortaya çıkan olağanüstü durum sırasında mobil ağ kapasitesi, performans ve data kullanım düzeninin coğrafi anlamdaki değişimi konularında bir web semineri düzenledi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Ericsson Türkiye Genel Müdürü Işıl Yalçın şunları söyledi:
"İçinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte, operatörlerimiz salgın döneminde artan talepler ile birlikte hizmet kalitesini sürdürmek için büyük bir özveri gösteriyor. Özellikle evden çalışma döneminde yoğun kullanımla birlikte ağ trafiği üzerindeki yük ciddi şekilde arttı. Ericsson olarak altyapı hizmetlerini sağladığımız operatörlerimizle birlikte kriz döneminde kapasite yönetimi ve performans konularında yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bugün düzenlediğimiz web semineriyle, kriz durumundaki kapasitelerini daha iyi yönetebilmeleri için şebekelerin planlanmasından, mevcut varlıkların yönetimine kadarki süreçte, her zaman onların yanında olduğumuzu tekrar belirtmek istedik.”
Mobil ve sabit genişbant, küçükten büyüğe tüm işletmelerin işlerini uzaktan yürütmelerine yardımcı olmak açısından büyük önem taşıyor. Operatörlerimizin sundukları hizmetlerin her zamankinden daha kritik önem taşıdığı krizin başından bu yana ortaya çıkan üç ana eğilim seminerde masaya yatırıldı:Ses ve veri trafiğinde bölgesel dağılım değişimi:  Veri ve ses trafiği şehir içinde başka lokasyonlarda yoğunlaştı ve farklı saatlere kaydı. Veri trafiğinin dağılımı ticari alanlardan konut alanlarına doğru kayarken, kullanımlar ise gün içerisindeki farklı saatlere dağıldı. 
Kullanım artışı: Alınan tecrit önlemleri sonucunda evden çalışma ve çevrimiçi eğitim gibi nedenlerden dolayı evlerdeki bağlantılar üzerindeki trafik arttı.  Mobil veri kullanımı Türkiye’de yüzde 15-20 civarlarında artarken, dünyada ise %40 civarlarında artış gösterdi. Ses trafiğine baktığımızda ise Türkiye’de yüzde 5-10 civarında, dünyada ise %30 kadar artış gözlemlendi. 
Son kullanıcı hareketliliği azaldı: Tecrit önlemleri sebebi ile son kullanıcıların veri tüketimi sabit noktalarda yoğunlaşırken, hareketlilik yüzde 50’ye yakın oranda azaldı. Bu sebeple mobil ağlarda belirli hücrelerde yük artarken, hücreler arası geçiş azaldı.
Yüksek bantgenişliği talebi: Video konferans, oyun ve çevrimiçi yayın hizmetlerinin kullanımında büyük artışlar yaşandı. Bu artış, uygulama sağlayıcıların sunucularında yoğunluk yaşanmasına sebep oldu ve bantgenişliğinin etkilenmemesi için video kalitesinde kısıtlamalara gidildi.  
Kullanıcıların veri yükleme miktarları arttı: Kriz döneminde son kullanıcıların sosyal mecralarda içerik paylaşımlarının artması sebebiyle, genel olarak veri indirmenin yanı sıra, veri yüklemede de ciddi artışlar gözlemlendi.  
Önümüzdeki dönemde, 5G ile birlikte teknoloji çok daha esnek bir hale gelecek, bir çok fonksiyon buluta taşınırken, bu sayede şebeke yoğunlukları  ve kapasite ihtiyaçları çok daha verimli bir şekilde yönetilebilecektir. COVID-19 gibi kriz dönemlerinde anlık değişen trafik ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde karşılanabilecektir. Uzun vadede 5G, temel dijital altyapıların korunması ve güçlendirilmesini sağlayacak; Yapay Zekâ ve yüksek kapasiteyi beraberinde getirecek; buna benzer kriz dönemlerinde çok önemli bir rol oynayacaktır.  
COVID-19 salgını, pek çok yeni iletişim ve işbirliği uygulamalarının da geliştirilmesine yol açtı. Bu yeni ve iyileştirilmiş çözümlerin bazıları hayat kurtarmada önemli bir rol oynuyor, diğerleri ise işletmeleri kurtarmaya, halk sağlığı ve refah hizmetlerini desteklemeye ve krizden sonra normalleşmeyi kolaylaştırmaya yardımcı oluyor. Bu sebeple, orta ve küçük ölçekli şirketlerin dijitalleşmelerine destek olunması büyük önem taşıyor.

Kovid-19 sürecinde siber saldırılar 3 alanda yoğunlaşacak

Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Aktepe, "Kovid-19 sürecinde siber saldırılar, veri ihlalleri (sızıntıları), DDoS ve fidye saldırıları olmak üzere üç tipte yoğunlaşacak." dedi.

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Başkanı Rahmi Aktepe, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde siber saldırılardan korunmak için "siber güvenlik ekosistemi" oluşturulmasını önererek, siber saldırıların üç alanda yoğunlaşacağı uyarısında bulundu.
Aktepe, dünya saran Kovid-19 salgınından tüm sektör ve yaşamların farklı şekilde etkilendiğini söyledi.
Bu süreçte insanların ve kurumların dijital alana daha fazla yöneldiğinin altını çizen Aktepe, kısa zamanda yeni bir yaşam biçiminin ortaya çıktığına dikkati çekti.
Aktepe, sonraki süreçte dijital uygulamaların ve internetin insan hayatında daha fazla olacağını belirterek, "Bu durumda bir geriye dönüş beklenemez. İnternetin getirdiği kolaylık ve yararları kullanırken diğer yandan güçlü tedbirler alarak siber güvenlik ekosistemimizi pekiştirmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
'Evde Kal' kampanyası kapsamında sosyal hayatın, ödemelerin, eğitim ve iş hayatının evden sabit ve mobil internet ağları üzerinden sürdürüldüğünü anımsatan Aktepe, bu süreçte hem vatandaşların hem de kurumların siber saldırganların odağında olduğunu vurguladı.Bu süreçte siber saldırılardan korunmaları için kişilerden tedbirli olmalarını isteyen Aktepe, "Kişisel hayatımızı, haftalık rutinlerimizi, nerede yaşadığımızı, çalıştığımızı ve kiminle etkileşimde bulunduğumuzu paylaşmayalım. Bunlar potansiyel siber zorbalara sizinle ilgili bilgiler verecektir. 'Kovid-19 Salgın Araştırması' şeklinde gönderilen maillere cevap veren veya sadece maili açan binlerce kişinin kişisel bilgilerinin siber saldırganlar tarafından çalındığı biliniyor. Bu nedenle kaynağına güvenmediğiniz e-postaları açmamaya özen gösterin, açarsanız da e-posta içerisinde yer alan linklere kesinlikle tıklamayın." uyarısında bulundu.
Aktepe, kurumları hedef alan sert siber saldırıların da büyük çaplı sorunlara neden olduğunun altını çizerek, şirketlerin kullandığı uzaktan erişim ve video-telekonferans sistemlerindeki veri sızıntısıyla ilgili olası güvenlik risklerin azaltılmasının önemine değindi.

"Siber saldırılar 3 tipte yoğunlaşacak"

Kovid-19 sürecinde siber saldırıların yoğunlaşacağını dile getiren Aktepe, bu saldırıların, veri ihlalleri (sızıntıları), DDoS ve fidye saldırıları olmak üzere üç tipte yoğunlaşacağına dikkati çekti.
Aktepe, söz konusu saldırıların önüne geçilmesi için erken önlem yöntemlerinin kullanılması gerektiğini belirterek, sistemleri her an gözlem altında tutacak bir güvenlik ekibinin bulundurulması ve siber istihbarat analizi yapılması gerektiğini bildirdi.
Uç nokta güvenlik çözümlerinde makine öğrenmesi ve derin öğrenmeye dayalı tehdit algılama, aktif saldırı önleme ve davranışsal analiz yeteneklerinin kullanılmasının önemine vurgu yapan Rahmi Aktepe, şöyle konuştu:
"İnternete açık olan kullanılmayan uzak erişim hizmetlerini kapatın. Uzaktan erişim etkin ve güvenliği sağlanmış kanallar üzerinden gerçekleştirilmeli. Çok katmanlı güvenlik ve kimlik yönetimi çözümlerini kullanın. İnternete açık ve uzaktan erişimi olan tüm sunucuların güncel ve koruma altında olmalı. Beklenmeyen giriş denemeleri ve olağan dışı davranışları algılayıcı mekanizmalar kullanılmalı. Uzaktan erişim yetkisi olan kullanıcıların yetkileri sadece yaptıkları işlerle sınırlı tutulmalı. Sistemlerin kullanımına devam etmek için veri merkezleri ve felaket kurtarma merkezlerinin sürekliliği sağlanmalı."
Haber Yorumlarını Göster